KAR TANESİ
O gün lapa lapa kar yağıyordu. Pencerenin önüne oturmuş dışarıyı seyrediyordum. Kar taneleri havada uçuşuyor, yumuşak bir inişle yere konuyordu. Dağlara, tepelere, ağaçlara, çatılara, hatta bahçedeki çamaşır ipinin üstüne bile.
Kocaman bir kar tanesi pencereye doğru savruluyordu. Pencereyi açtım. Elimi dışarı uzattım, avucuma usulca konuverdi. Bembeyaz ve tertemizdi.
Bir an düşündüm: “Şu avucumdaki kar tanesi acaba bana başından geçenleri anlatabilir mi?” diye.
Sanki beni duyuyordu kar tanesi. Birdenbire bana fısıldadı:
– Buraya gelinceye kadar neler yaşadığımı öğrenmek ister misin?
– Evet!
– Dinle öyleyse anlatayım sana... (1)
Birkaç ay öncesine kadar denizde bir damla suydum. Benim gibi sayılamayacak kadar çok arkadaşım vardı orada. Bir yaz günüydü. Yine denizin üstünde hoplayıp zıplayarak koşturuyorduk. Güneş sımsıcak ışınlarıyla bizi öyle yakıyordu ki... Birden değişime uğradığımı fark ettim. Buhar olmuştum ve uçuyordum. Benim gibi o kadar çok su damlacığı buharlaşıyordu ki tahmin edemezsiniz. Su olmaktan buhar olmaya geçince çok da hafiflemiştik. Bu nedenle durmadan yükseliyorduk.
Gökyüzünde diğer buhar kümeleri de gelip bize katılıyordu. Giderek biz de daha büyük buhar kümeleriyle birleştik.
Artık kocaman bulut yığınları olmuştuk. Rüzgâr bizi değişik biçimlere dönüştürüp duruyordu.
Gökyüzünde böyle başıboş ne kadar dolaştığımızı gerçekten anımsamıyorum. Oldukça yükseklerde geziniyorduk. Havalar iyice soğumuştu. Artık hiç kımıldayamıyorduk. Bir küme olarak hareket ediyorduk. Artık hiçbir şeyi göremiyordum. Nereden geliyor, nereye uçuyor, nereden geçiyorduk, doğrusu bilemiyordum. Kocaman bir bulut kümesiydik.
Artık yağmur olup geldiğimiz yere, yeryüzüne dönmek istiyorduk. Bekleyiş boyunca içim içime sığmıyordu. Yarı su, yarı buhar hâlindeydik.
Yağmur olarak toprağa düşecekken birden hava daha da soğudu. Hepimiz titredik.
Çevremdeki su damlacıklarına sordum:
– Neler oluyor?
– Şu anda üstünde bulunduğumuz yer kış mevsiminde bulunuyor. Bu soğuk bizi kara dönüştürecek haberin olsun. Bak! İşte ben kar oluyorum... Aaaa! İşte sen de... Yol arkadaşım sözünü sürdüremedi. Kar olup yeryüzüne düşmeye başladık. Onun ardından ben de. Benim ardımdan sayılamayacak kadar yağmur damlası kar olup uçmaya başladı.
Denizdeyken birazcık ağırdım. Oysa şimdi çok daha hafifim. Saman gibi savruluyorum. Üstelik soğuk kışın etkisini pek de hissetmiyorum. Süzüle süzüle aşağılara iniyordum. Yeryüzüne yaklaştıkça her şey daha iyi beliriyordu...
Rüzgâr isteğimi yerine getirdi ve beni bu pencereye doğru sürükledi. Senin elini görünce bana uzanmış bir dost eli olduğunu anladım.
Sözün burasında, kar tanesi birdenbire susuverdi. (2)
Baktım ki kar taneciği bir damla su oluvermiş...
Samed BEHRENGİ
Ah Masalı
(Kısaltılarak düzenlenmiştir.)
Çok iyi ya
YanıtlaSilÇok güzel olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilsüper