20 Ağustos 2015 Perşembe

Okulların Açılışının Ertelenmesi Meselesine Eğitsel Bir Bakış

Son günlerde, turizm cenneti üç ilçenin belediye başkanlarının yaptığı açıklamayla gündeme gelen okulların açılışının ertelenmesi fikri; aslında yaz tatilinin başından beri eğitim camiası içindekiler tarafından dile getirilmişti. Fakat eğitim ile ilgili kararları eğitimcilerin veremediği ülkemizde; bu fikrin uygulanması için elbette onun başkaları tarafından söylenmesi gerekiyordu. Neticede kim gündeme getirirse getirsin, bu olay uygulamaya konduğunda ülkemiz kazanacak. Nasıl mı, açıklayalım.

Belediye başkanları şunu savunuyordu, turizm sezonu beklediğimiz gibi geçmedi. Okulların açılışı erteleyelim, böylece bayram tatilini uzatacak yerli turistlerle, turizmciler kayıplarını telafi etmeye çalışsınlar. Doğru mu, elbette doğru. Ülkemize turist gönderen ülkelerin başında gelen Rusya’nın girdiği ekonomik kriz, doğal olarak Türkiye’yi de vurdu ve yabancı turist azalınca gelir beklendiği gibi gitmedi. Yani okulların açılışının ertelenmesi, yerli turistler aracılığıyla turizme nefes alma şansı verecektir.

İyi de bu durumun eğitim açısından yararları, zararları nelerdir?
Akademik takvime göre okullar, 14 Eylül Pazartesi günü açılacak. Ertelenmesi durumunda ise, 28 Eylül Pazartesi günü açılması isteniyor. Çünkü Kurban Bayramı, 24 Eylül Perşembe günü başlayacak. Bundan dolayı, 23 Eylül Çarşamba da yarım gün olacak. Yani ertelendiğinde, eğitim sadece 7,5 gün eksik kalmış olacak.

Eğitimde elbette bir saatin, hatta on dakikanın bile önemi yadsınamaz. Fakat yıl içindeki bir dönemden değil, sene başındaki bir dönemden bahsediyoruz. Okulların açılışı ertelense de ertelenmese de; o bir haftayı ve sonraki 2,5 günü halkımızın %85’i tatile bağlayacaktır. Tatilde olmayıp evinde olanlar bile, ilk hafta okula gitmeyi düşünmez üstelik. “İlk hafta sendromu” adı verilen bu durum, neredeyse halkımızın bir huyu hâline gelmiş bir psikolojik sonuçtur.  

Peki bu durumda; ertelense ne olur, ertelenmezse ne olur?
Okulların ertelenmesi, uyum programı çerçevesinde okula bir hafta erken başlayan anasınıfı, ilkokul birinci sınıf ve ortaokul ve imam hatip ortaokullarının beşinci sınıf öğrencilerini etkileyecek. Okulların açılışı ertelendiğinde; bu sınıfların durumu belirsiz çünkü. Uyum programı ya iptal edilecek ya da başka bir formülle bu sorun aşılmaya çalışılacak. Uyum programının uygulanması dışında, ertelemenin öğrenciler için açacağı başka bir sorun görünmüyor.

Okulların açılışının ertelenmesi, öğretmenler için de bir belirsizlik yaratıyor. 1 Eylül günü itibariyle okullarda mesaiye başlayacak öğretmenler, okul açılışının ertelenmesi durumunda, üç hafta okullarda durduktan sonra dört günlük bayram tatiline çıkabilecekler. Bir erteleme durumunda, öğretmenlerin durumu ile ilgili bir çalışma da yapılabilir. Aksi hâlde, bu sefer de öğretmenlerin isyanıyla karşılaşabiliriz.

Uyum programına zarar verse de, bahsedilen erteleme eğitim-öğretim açısından yararlı olacak. Çünkü, erteleme olmadığında dahi okula gelmeyecek olan öğrencilerden bahsettik. İşte, okullar açıldığında okula gelmeyecek bu öğrenciler; çok büyük bir sorun olacak. Çünkü öğretmenler, takvime göre ilk hafta derslere başlayacaklar. Gerekli duyurular yapılacak, hazırlıkların tamamlanmasına başlanılacak. Fakat tatilini bölmeyen öğrencilerin, daha doğrusu velilerin, bu duyurulardan ve hazırlıklardan haberi olmayacak. Bu sebeple, bu öğrenciler sınıf arkadaşlarından geri kalmış ve daha sene başında aksamalara yol açmış olacaklar. Bu aksamalar da, öğretmenler için çok büyük sorunlara yol açacak.

Sene başında yapılacak olan planlamalarda da, sınıftaki öğrenciler baz alınır. Sınıfların belirlenmesi, gerekli hazırlıkların yapılması; hep öğrenci sayısına göre yapılan işlerdir. Göç alan büyükşehirlerde, okulda olması gereken öğretmen sayısını bile etkiler, öğrenci sayısında meydana gelen ani değişiklikler. Fakat sayıdan daha da önemlisi vardır ki; o da engelli öğrencilerin durumudur. Okullarda, dersliklerin hangi sınıfa verileceği konusunu bedensel engeli öğrenciler belirler örneğin. Engelli öğrencisi olan sınıflar, derslik var ise zemin katta eğitim görürler. Zemin kat uygun değil ise birinci katta olurlar. Kısacası en az merdiven çıkabileceği katta olur onların sınıfı. Bu öğrencinin, gideceği okulu geç belirlemesi ya da okuluna geç gitmesi, eğer e-okul’dan da haber alamazsa okul için büyük bir sıkıntıdır. Okul yerleşim plânının yeniden yapılması gerekir çünkü.

Sözün özü; okulların açılışının ertelenmesi, sanıldığının aksine eğitimi aksatıp engellemez. Çünkü saydığımız bütün bu nedenlerden ötürü, o 7,5 gün zaten eğitim-öğretim sağlıklı bir şekilde yapılamayacaktır. Okullar sadece açılmış olacak, fakat öğretim başlamamış olacaktır.

***Yazının yayımlanmasından yaklaşık bir buçuk saat sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından okulların açılışının 28 Eylül'e ertelendiği açıklanmıştır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder