Son günlerde, turizm cenneti üç ilçenin
belediye başkanlarının yaptığı açıklamayla gündeme gelen okulların açılışının
ertelenmesi fikri; aslında yaz tatilinin başından beri eğitim camiası
içindekiler tarafından dile getirilmişti. Fakat eğitim ile ilgili kararları
eğitimcilerin veremediği ülkemizde; bu fikrin uygulanması için elbette onun başkaları
tarafından söylenmesi gerekiyordu. Neticede kim gündeme getirirse getirsin, bu
olay uygulamaya konduğunda ülkemiz kazanacak. Nasıl mı, açıklayalım.
Belediye başkanları şunu savunuyordu, turizm sezonu beklediğimiz gibi geçmedi. Okulların açılışı erteleyelim, böylece bayram tatilini uzatacak yerli turistlerle, turizmciler kayıplarını telafi etmeye çalışsınlar. Doğru mu, elbette doğru. Ülkemize turist gönderen ülkelerin başında gelen Rusya’nın girdiği ekonomik kriz, doğal olarak Türkiye’yi de vurdu ve yabancı turist azalınca gelir beklendiği gibi gitmedi. Yani okulların açılışının ertelenmesi, yerli turistler aracılığıyla turizme nefes alma şansı verecektir.
İyi de bu durumun eğitim
açısından yararları, zararları nelerdir?
Akademik takvime göre okullar, 14
Eylül Pazartesi günü açılacak. Ertelenmesi durumunda ise, 28 Eylül Pazartesi
günü açılması isteniyor. Çünkü Kurban Bayramı, 24 Eylül Perşembe günü
başlayacak. Bundan dolayı, 23 Eylül Çarşamba da yarım gün olacak. Yani ertelendiğinde,
eğitim sadece 7,5 gün eksik kalmış olacak.
Eğitimde elbette bir saatin, hatta
on dakikanın bile önemi yadsınamaz. Fakat yıl içindeki bir dönemden değil, sene
başındaki bir dönemden bahsediyoruz. Okulların açılışı ertelense de ertelenmese
de; o bir haftayı ve sonraki 2,5 günü halkımızın %85’i tatile bağlayacaktır.
Tatilde olmayıp evinde olanlar bile, ilk hafta okula gitmeyi düşünmez üstelik. “İlk
hafta sendromu” adı verilen bu durum, neredeyse halkımızın bir huyu hâline
gelmiş bir psikolojik sonuçtur.
Peki bu durumda; ertelense ne
olur, ertelenmezse ne olur?
Okulların ertelenmesi, uyum
programı çerçevesinde okula bir hafta erken başlayan anasınıfı, ilkokul birinci
sınıf ve ortaokul ve imam hatip ortaokullarının beşinci sınıf öğrencilerini
etkileyecek. Okulların açılışı ertelendiğinde; bu sınıfların durumu belirsiz
çünkü. Uyum programı ya iptal edilecek ya da başka bir formülle bu sorun aşılmaya
çalışılacak. Uyum programının uygulanması dışında, ertelemenin öğrenciler için
açacağı başka bir sorun görünmüyor.
Okulların açılışının ertelenmesi,
öğretmenler için de bir belirsizlik yaratıyor. 1 Eylül günü itibariyle
okullarda mesaiye başlayacak öğretmenler, okul açılışının ertelenmesi
durumunda, üç hafta okullarda durduktan sonra dört günlük bayram tatiline
çıkabilecekler. Bir erteleme durumunda, öğretmenlerin durumu ile ilgili bir
çalışma da yapılabilir. Aksi hâlde, bu sefer de öğretmenlerin isyanıyla
karşılaşabiliriz.
Uyum programına zarar verse de,
bahsedilen erteleme eğitim-öğretim açısından yararlı olacak. Çünkü, erteleme
olmadığında dahi okula gelmeyecek olan öğrencilerden bahsettik. İşte, okullar
açıldığında okula gelmeyecek bu öğrenciler; çok büyük bir sorun olacak. Çünkü
öğretmenler, takvime göre ilk hafta derslere başlayacaklar. Gerekli duyurular
yapılacak, hazırlıkların tamamlanmasına başlanılacak. Fakat tatilini bölmeyen
öğrencilerin, daha doğrusu velilerin, bu duyurulardan ve hazırlıklardan haberi
olmayacak. Bu sebeple, bu öğrenciler sınıf arkadaşlarından geri kalmış ve daha
sene başında aksamalara yol açmış olacaklar. Bu aksamalar da, öğretmenler için çok
büyük sorunlara yol açacak.
Sene başında yapılacak olan
planlamalarda da, sınıftaki öğrenciler baz alınır. Sınıfların belirlenmesi,
gerekli hazırlıkların yapılması; hep öğrenci sayısına göre yapılan işlerdir. Göç
alan büyükşehirlerde, okulda olması gereken öğretmen sayısını bile etkiler,
öğrenci sayısında meydana gelen ani değişiklikler. Fakat sayıdan daha da
önemlisi vardır ki; o da engelli öğrencilerin durumudur. Okullarda,
dersliklerin hangi sınıfa verileceği konusunu bedensel engeli öğrenciler
belirler örneğin. Engelli öğrencisi olan sınıflar, derslik var ise zemin katta
eğitim görürler. Zemin kat uygun değil ise birinci katta olurlar. Kısacası en
az merdiven çıkabileceği katta olur onların sınıfı. Bu öğrencinin, gideceği
okulu geç belirlemesi ya da okuluna geç gitmesi, eğer e-okul’dan da haber
alamazsa okul için büyük bir sıkıntıdır. Okul yerleşim plânının yeniden
yapılması gerekir çünkü.
Sözün özü; okulların açılışının
ertelenmesi, sanıldığının aksine eğitimi aksatıp engellemez. Çünkü saydığımız
bütün bu nedenlerden ötürü, o 7,5 gün zaten eğitim-öğretim sağlıklı bir şekilde
yapılamayacaktır. Okullar sadece açılmış olacak, fakat öğretim başlamamış
olacaktır.
***Yazının yayımlanmasından yaklaşık bir buçuk saat sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından okulların açılışının 28 Eylül'e ertelendiği açıklanmıştır...
***Yazının yayımlanmasından yaklaşık bir buçuk saat sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından okulların açılışının 28 Eylül'e ertelendiği açıklanmıştır...
0 yorum:
Yorum Gönder