Çaylarını yudumlarken Bilgin amca, havada bir tuhaflık sezdi. Sanki gökyüzünden bir sıkıntı dökülüyordu. Hâlbuki hava sıcaktı. Ortalık günlük güneşlikti. Çevrenin denizden yüksekliği bin metre kadar vardı. Bu yükseklikte hava böyle boğucu olmamalıydı.
Bilgin amca işin farkına vardı. Bu, yağmur öncesinin sıkıntısıydı. Aslında buraların, bu bozkır-orman karışımı kırların havası oldukça sağlamdı. Yakıcı sıcakta cayır cayır yanarken bile rahat solunur. Terlemekte bir sıkıntı duyulmaz. Ama yağmur yağacaksa daha önce bir sıkıntı başlar. Göremediğiniz gizli bir el sizi yavaş yavaş boğar sanki.
Dikkat edilecek olursa aynı sıkıntı öbür canlılarda da görülür. Artan nem oranı canlıların terleme, algılama dengesini alt üst eder. Sinekler daha saldırganlaşır. Karıncalar yuvalarına daha hızlı girip çıkmaya başlar. Kargaların uçuş düzeni bozulur. Bulutlar gökyüzünde tutunamayıp da düşüyormuş gibi yeryüzüne doğru alçalıp dururlar. Ağustos güneşi altında yeşil yaprakları sakin bir durgunluk içinde kemirip duran tırtıllar, birden bire azgınlaşır, hareketleri hızlanır, bitmez tükenmez iştahları büsbütün kabarır, sakinliği falan bir yana atıp korkunç bir tüketim saldırısına geçerler.
Bunları aklından geçiren Bilgin amca, başını kaldırdı. Gökyüzüne baktı. Biraz önce parlak, masmavi gökyüzü nereye gittiyse kaybolmuştu. Ortalıkta hiçbir bulut olmadığı hâlde hava kül rengi bir örtüye bürünmüş gibi donuklaşmıştı. Bu ani renk değişimi hayra alamet değildi. İnsanlara şunu demek istiyordu: “Haberiniz olsun, değişiyorum… Sonunun nereye varacağını bilemem…”
Bilgin amca yanı başında duran Uzun’a:
— Evlat, dedi, hazır ol. Biraz sonra yaman bir yağmur boşanacak…
Uzun başını kaldırıp gökyüzüne baktı:
— Ne yağmuru, dedi. Havada tek bir bulut bile yok.
Bilgin amca yeğenini kendi hâline bıraktı. Bakalım bulutlar nereden patlak verecek diye bakınıp dururken güneyden, alçak tepelerin üzerinde küçük bir bulut sökün etti. Beş dakika ya geçti ya geçmedi, o küçük bulut kara bir canavar gibi büyüdü. Genişledi, dağlara doğru her yanı kapladı. Ortalık bir anda güneş tutulmuşçasına karanlık içinde kaldı.
Bulutlar dağlara dokundukça korkunç şimşekler çakıyor, gökyüzü tutuşur gibi yer yer ateşler içinde kalıyordu. Yağmur, bulutların gelişinden daha çabuk parlayıverdi. Öyle elekten elenircesine değil, depolardan, barajlardan boşanırcasına… Şakır şakır dökülüverdi.
Hemen ağaç damlı çayevinin içine kaçıştılar. Bilgin amca içeri girmedi. Yağmuru izledi. Bulunduğu yerden bozguna uğramış bir eski zaman ordusunun kaçarken çıkardığı korkunç patırtıyı andıran yağmur sesini dinledi. Yeryüzü kaybolmuş gibiydi. Birkaç metre ilerisi görülmüyordu. Fakat arada bir şimşekler çakıyor, keskin bir parıltı her şeyin yerli yerinde olduğunu gösteriyordu.
Birbiri ardına düşen iri damlalar, kurumuş toprak üstünde küçük çukurlar açıyor, kesekleri dağıtıp yumuşatıyordu. Sonra da yavaş yavaş kımıldayarak meyil boyunca bulanık bir akıntı başlatıyordu. Bilgin amca, bu sel başlangıçlarının yüzlerce, binlerce başka selciklerle birleştiğini görüyordu. Anlaşılan biraz sonra aşağıda uslu uslu akan dereden yaman bir sel boşanacaktı.
Çok geçmeden de öyle oldu. Derede büyük bir gürültü ve şakırtı ile selin ucu göründü. Sel ağzının dere boyunca yuvarlanarak gidişi çok tuhaftı. Aradan üç beş dakika geçmeden asıl sel sökün etti. Tüm dere yatağını boydan boya kapladı. Şimdi biraz önce şarkılar mırıldanarak akan küçük dereciğin yerinde görkemli, deli bozuk bir ırmak çağlıyordu. Sular kütür kütür yuvarlanıyor, manda gibi iri kayaları, kökünden sökülmüş ağaçları, çalıları sürükleyip götürüyordu.
Yağmur nasıl ansızın başladıysa kırk dakika sonra gene ansızın duruverdi. Güneş hiç nazlanmadı. Şurasından burasından yırtılan bulutların arasından güleç yüzünü göstermekte gecikmedi. Yağmur dindikten on beş dakika sonra gökyüzünde el kadar bulut kalmamıştı.
Köylüler dere kıyısına inmiş, seli seyrediyorlardı. Bilgin amca da onların yanına indi. Biraz sonra Uzun’la öbür yolcular da dere kıyısına geldiler. Köylüler kendi aralarında konuşup duruyorlardı. Yerli dili bilen, çat pat İngilizce de konuşan şoför, Bilgin amcaya:
— Köylüler şaşırıp kaldılar, dedi. Şimdiye kadar bu dereden hiç bu kadar korkunç bir sel akmamış. Ara sıra böyle zamanını şaşıran yağışlar olurmuş ama böylesi hiç beklenmedik bir yağışmış. Bunu Tanrı’nın kendilerini cezalandırmak istediği şeklinde yorumluyorlar.
Bilgin amca gülümsedi:
— Bu cezayı Tanrı değil kendileri hazırlamışlar. Baksanıza, çevrede orman diye bir şey kalmamış. Yağmur sularını tutacak, toprağa bağlayacak bitki örtüsü ortadan kaldırılmış.
Yağmur diner dinmez Bilgin amca, çevreyi yeniden gözden geçirdi. Her hâlde şu görülen çıplak topraklar, kayalıklar yakın zamana kadar yemyeşil orman alanı olmalıydı. Şimdi ise orman yok olmuş, şurada burada, bayır ve yamaçlarda tarlalar açılmıştı. Selin bu kadar çabuk inmesi ve korkunç şekilde büyük olması ormanın yok edilmesinden kaynaklanıyordu.
Sel çekilmeden yola çıkmayı uygun bulmadılar. Kır çayevinin oturaklarına yeniden oturdular. Yağmur sonrası burası daha da güzel olmuştu. Ot, çiçek, çimen kokusu insanın başını döndürüyordu.
Biraz oturduktan sonra Bilgin amca yerinden kalktı. Birkaç yüz metre ötelere doğru yürüdü. Bulutlar savrulup da güneş parlayınca hayat da durduğu noktadan yürümeye başlamıştı. Kuşlar cik cik diye ötmeye durdular. Ardından sarı, beyaz, soğan rengi çeşit çeşit kelebeğin uçmaya başladığı görüldü. Bilgin amca kelebeklerin, arıların pır pır uçuşlarını, her çiçeğe ayrı ayrı geçmiş olsun deyişlerini seyretti.
Karıncalar da yaşayanlar kervanına katılmakta gecikmediler. Yuvalarından dışarıya küme küme fırlayıverdiler. Sanki biraz önce o korkunç şamata yaşanmamış gibi ortalık gene arı sesi, sinek vızıltısı, kuş cıvıltısıyla hop oturup hop kalkmaya başladı.
Hasan Lâtif SARIYÜCE
Beyaz Kanatlı Kuş
Benim okuda okuduğum hikayenin aynisi
YanıtlaSilEvet aynisi
SilBizim öğretmen okumuyor biz sırayla okuyoruz :-)
SilBize öğretmen okulda okudu
SilAynn
SilBugun ogretmen okudu zaaazs xD
SilE neolucakti
YanıtlaSilAynen bebimde
YanıtlaSilbize öğretmen okudu
YanıtlaSilbugün okulda işledik
YanıtlaSilNe olmuş yani
YanıtlaSilDr necla da izledik
YanıtlaSilW
okulda işledik çok iyi
YanıtlaSilBu gün işladik
YanıtlaSilHayelde canlandirdik
YanıtlaSilBu gun okulda isledik aynisi
YanıtlaSilBenm okulda okudugm hikayenin aynisi
YanıtlaSiliyii jhyuh
YanıtlaSilBugun oğretmen okudu
YanıtlaSilBen bu hikayeyi okulda okudum
YanıtlaSilMükemmel !!!!!
YanıtlaSiltıpkısı
YanıtlaSilBugün bizde okulda işledik öğretmen okudu biz dinledik onunla ile ilgili sorular çözdük özetini yazmamız lazım o yüzden bi kere okuyayım dedim
YanıtlaSilHey bebişler naber
YanıtlaSilsağol
YanıtlaSilOzetinin linkini atin pls!
YanıtlaSilBence bu metin çok uzun
YanıtlaSilçok teşekkürler okuldakinin aynısı
YanıtlaSilsaolun valla çok işime yaradı bu site tam bi %100 ü hakkediyor
YanıtlaSil:D okulda öğretmen okumuştu
YanıtlaSilOkulda öğretmen okudu bu hikayeyi
YanıtlaSilS.a
YanıtlaSilA.S
Sil