6 Ekim 2014 Pazartesi

Cengiz'in Yeni Arkadaşları, 4. Sınıf Türkçe Çalışma Kitabı, Dinleme Metni, 5N1K Etkinliği

Cengiz, semte yeni taşınmıştı. Cengiz, yaşıtı ço­cuklarla çabucak kaynaştı. Kendini onlara sevdirdi. Çocuklar onsuz oyuna başlayamaz oldular.

Cengiz, böylesine oyun seven, içtenlikli ve neşeli bir arkadaş çevresi bulabildiği için çok mutluydu. Çok sevilen, aranan bir çocuk olduğuna seviniyordu.

Annesi ikide bir:

— Aman oğlum, yeni arkadaşlarınla iyi geçin, onların sevgi ve ilgilerine layık olmaya özen göster. Sakın, şımarma! diye öğütlüyordu.

Annesi bu öğütleri boş yere vermiyordu. Cen­giz çok akıllı, sevimli, neşeli bir çocuktu. Ama biraz bencildi. Genellikle önce kendini, sonra başkalarını düşünürdü.

Annesi bu huyundan ötürü onu sık sık eleştirirdi. Bu yüzden arkadaşlarıyla bozuşmasından korkup duruyordu.

Korktuğu da çok geçmeden başına geldi.

Bir ikindiüstü on çocuk coşku içinde saklambaç oynuyorlardı, sayışmada ebelik Cengiz’e çıkmıştı. Cengiz, ebeliği hiç sevmezdi. Çaresiz sesini çıkar­madı. Söğüt ağacına yumuldu. Saymaya başladı. Arkam, önüm, sağım, solum, sobe...

Gözlerini açtı. Çocuklar çevredeki geniş bahçe­nin dört bir yanına dağılmışlardı. Onları bulmam ve ebelikten sıyrılmam kolay olmayacak diye aklından geçirdi.

Açlıktan içi kazınıyordu. Doğruca evlerine girdi. Annesi yoktu. Kendine bir güzel ikindi kahvaltısı ha­zırladı. İstekle karnını doyurmaya girişti.

Çocuklar saklandıkları yerde bekleşiyorlardı. Ama kendilerini ne arayan vardı ne de soran. Ar­kadaşları Cengiz’in kendilerini aramadığını görünce birer birer saklandıkları yerden çıktılar. Söğüt ağa­cının çevresinde toplandılar. Hep birlikte durumu değerlendirmeye başladılar.

Sonunda, Cengiz’in başına olağanüstü bir şey gelmiş olabileceğine karar verdiler. Konu bu aşa­maya gelince, herkes ortaya kendince bir fikir attı.

— Cengiz kaçırıldı.

— Ya da çevredeki bostan kuyularından birine düştü.

— Belki de bizi ararken yola çıktı. Araba çarptı, hastaneye götürüldü.

Çocuklar, korku içinde çevreye dağılıp Cengiz’i aramaya başladılar ama bulamadılar. Kan ter içinde yeniden söğüdün çevresinde toplandılar.

Sedat:

— Önce, dedi, annesine bildirelim.

Hep birlikte Cengizlerin evine gittiler. Kapıyı ça­larken tümünün yüreği acıyla burkuluyordu.

Cengiz kahvaltısını bitirmişti. Ellerini yıkayıp oyu­na dönmeye hazırlanıyordu. Kapı çalınca annesinin geldiğini sanarak koşup açtı.

Çocuklar Cengiz’i karşılarında görünce dona­kaldılar... Birkaçı ona çıkışmaya kalkıştı. Ama çoğu hiçbir şey demeden oradan çekip gitmeyi yeğledi­ler. Ötekiler de onları izlemek zorunda kaldılar.

Cengiz ne yapacağını ne diyeceğini şaşırmış­tı. Arkalarından bakakaldı... Utancından günlerce evden çıkamadı. Arkadaşlarının oyunlarını, pence­reden izlerken bir yandan da kendini yargılıyordu. Sonunda bencilliğinin bilincine vardı.

Koşarak evden çıktı. Arkadaşlarının yanına gitti. Çocuklar yüzüne bakmadılar. Ama o alınmadı. Özür dilemeye ve özrünü kabul ettirmeye kararlıydı.

— Arkadaşlar, dedi. Geçen günkü davranışım­dan dolayı çok pişmanım. Yaptığımdan hem utan­dım hem de kendimi kınadım.

— Bu semte bugün taşındığımızı varsayarak beni yeniden aranıza alın. Bir daha eskisi gibi dav­ranırsam bana tümden küsün...

Arkadaşları Cengiz’i seviyorlardı. Bu sevginin et­kisiyle onu bağışladılar. Cengiz, arkadaşlarının ara­sında eski yerini alınca yeniden doğmuşa döndü.

Gülten DAYIOĞLU
Uçurtma
(Düzenlenmiştir)

4 yorum: