Beyaz Ayakkabılar
Kemal Bey bir ayakkabıcıymış. Her sabah erkenden dükkânını
açar, akşama kadar yıpranmış ayakkabıları tamir edermiş. İşini de severek
yaparmış. Bir akşamüstü Kemal Bey, ayakkabı tamir ediyormuş. Bu ayakkabılar
Küçük Emin’inmiş.
Küçük Emin, dükkânın bir köşesinde Kemal Bey’i izliyormuş. Dükkânın
içi deri, yapıştırıcı ve ayakkabı boyasıyla doluymuş. Emin’in tam karşısında
raflı bir ayakkabılık varmış. Bu raflarda çeşit çeşit ayakkabılar diziliymiş.
Kemal Bey, onların hepsini de tamir etmiş.
Küçük Emin, raflardaki ayakkabılara dikkatle bakıp
sahiplerini hayal etmiş. Bir çift kaba ve sağlam dağcılık ayakkabısı en alt
rafta duruyormuş. Hemen yanında topuklu ve ince burunlu bir ayakkabı varmış. İkinci
rafta da iki çift keten ayakkabı bulunuyormuş. En üst rafın sağ köşesinde
diğerlerinden ayrı tutulan bir çift eski beyaz ayakkabı Emin’in dikkatini
çekmiş. Ayakkabıların üstü tozluymuş. Emin bunların uzun süredir orada
durduğunu anlamış.
Küçük Emin, bir süre beyaz ayakkabılara bakmış, sonra eliyle
işaret ederek,
-
Kemal Amca, şu ayakkabılar kimin, diye sormuş.
Kemal Bey, ayakkabılara bakmış. Gülerek,
-
Uzun zaman önce bu ayakkabıları iyi yürekli bir
hanım giyiyordu. O, hastanede bakıcıydı. Akşama kadar çocuklara bakıyordu. İlaçlarını
veriyor, bir an önce iyileşmeleri için elinden ne geliyorsa yapıyordu.
Sonunda ayakkabıları bu çalışmaya dayanamayıp
yıprandı. Ben de onları tamir edip eskisi gibi yaptım. Ayakları artık daha çok
rahat ediyordu.
Emin,
-
Peki ya şimdi? Bu ayakkabılar niçin hâlâ burada,
diye merakla sormuş.
Kemal Bey,
-
Bu ayakkabılar artık eskidi. O hanım kendisi
için yeni bir ayakkabı satın aldı. Fakat ben bu ayakkabıları eski ve güzel
günlerin hatırası için sakladım.
-
Niçin, diye sormuş. Kemal Bey gülerek cevap
vermiş:
-
Eminciğim, sözünü ettiğim o hanım benim eşim. Bu
ayakkabılara her baktığımda onun çalışkanlığını, fedakârlıklarını hatırlıyorum.
-
Ne kadar ilginç! Ben de büyüdüğümde tıpkı
hanımınız gibi çocuklara bakmak istiyorum.
Kemal Bey, Küçük Emin’in ayakkabısının son çivisini de
çaktıktan sonra,
-
Ne kadar güzel bir iş! O zaman senin de
ayakkabılarını eşiminkilerin yanına koyacağım, demiş. Sonra her ikisi de
gülmeye başlamış.
Müjgan Şeyhi
Masal Treni Çuf Çuf
0 yorum:
Yorum Gönder