TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON-1 DERSİ
KİTABIN ADI
|
ACIMAK
|
KİTABIN YAZARI
|
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
|
YAYIN EVİ VE ADRESİ
|
İNKILAP YAYINEVİ
|
BASIM YILI
|
1999
|
1)KİTABIN
KONUSU:
Küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acıma duygusu
olmayan bir öğretmeni anlatıyor. Acıma duygusu olmayan bir bireyin iç hesaplaşmaları ve yetişkinlikte
çektiği sıkıntılar, ustaca dillendirilmiş.
2)KİTABIN
ÖZETİ:
Zehra adında bir öğretmen çok acımasız bir karaktere
sahipti. Öğrencilerine her zaman kötü davranıyordu. Zehra’nın hayatında acıma
diye bir duygu yoktu. İnsanların hata yapabileceğini ya da bazı durumlarda
affedilebileceği gibi düşünceler ona yabancıydı. Acımasızlığı dillere destandı,
ağlayan velilere bile üzülmüyordu.
Bir gün babasının hastalandığını duydu. Okul müdürüne
yanlışının olduğunu, kendi babasını zaten yıllar önce öldüğünü söyledi. Daha
sonra babasının ölüm haberi geldi. Gidip gitmeme konusunda kararsız kaldı. Okul
müdürünün telkinleriyle, İstanbul’a doğru yola çıktı.
Uzun süren tren yolculuğunda, babasıyla ilgili hatıralara
daldı. Alkolik babası Mürşit Efendi’nin annesine, anneannesine, ablasına ve
kendisine; kısacası hayatına kim girdiyse herkese olan kötü muamelelerini
hatırladı. Zavallı annesi ve anneannesinin çektiği acılar, ablasının gözyaşları
gözünün önünden gitmedi. Hiçbir işte dikiş tutturamayan ve yine de etrafta
terör estiren, işe yaramaz babası şimdi ölmüştü. Fakat kendisi hiçbir şey
hissetmiyordu ona karşı.
Babasının cenazesinin bulunduğu eski bir dostlarını evine
gitti. Fakat hiçbir şekilde üzülmüyordu. Babasının yanına girmedi bile. Başka
bir odaya geçti. Evin sahibi olan eski dostları babasından kalan eşyaların
olduğu bir sandık tutuşturdu eline. Ölmeden önce hep seni sayıkladı diyerek.
Sandıkta, kumaş parçaları, berbat yazılarla dolu birkaç
kağıt ve babasının hatıra defterini buldu. Hatıra defterinin son bölümlerinde alkolik
bir adamın titrek ve berbat yazıları vardı. Fakat defterin başına doğru
gidildikçe yazılar güzelleşiyordu. İlk sayfasında ise; güzel ve naif yazılar
vardı. Babası ilk sayfada memuriyete başladığını yazıyordu.
Zehra ne olduğunu bile anlamadan kendisi hatıra defterini
okurken buldu. Kendisinin gece trende hatırladığı tüm hatıraları hatta
hatırlamadıklarını bile babası deftere yazmıştı. Fakat bir tek farkla, babası
deftere gerçekte ne olduysa onları yazmıştı. Zehra, olayların görünen
kısımlarına bakıp babasına öfke duyan bir kızdı. Fakat aslında babası o
durumlarda neler yaşamıştı, onları hiç görememiş, anlayamamıştı. Defter boyunca
annesi ve anneannesinin; babasına neler yaptığını ve babasının onlar yüzünden
neler çektiğini okudu Zehra. Hatta kendisinin en büyük şansı olarak gördüğü
mezun olduğu okulu; babasının tek bir ricasıyla kazanmış olduğunu bile yeni
öğrendi. Zehra babasının kendini, kendisi için feda ettiğini anladı. Çünkü
babasının anlattığı her şey doğruydu, ama Zehra hiç o yönden bakmamıştı.
Zehra defteri sabaha
karşı bitirdi. Defteri bitirdiğinde, babasına haksızlık ettiğini anlamaya
başladı. Acıma duygusu olmayan Zehra öğretmen, babasının geçmişte bulunduğu
duruma acımaya başlamıştı. Alkolik diyerek tiksinip utandığı babası Mürşit
Efendi; hiçbir zaman kızlarının üzülmelerini istemeyen ve onların geleceğini
kurtarma hesapları yapan iyi eğitim almış dürüst bir kişiydi aslında. Fakat ne büyük
bir acıydı ki; Zehra bunları ancak o öldükten sonra öğrenebilmişti. Çünkü
Mürşit Efendi; büyük bir asaletle bunları gizlice yapıyordu.
Zehra büyük bir üzüntüyle odadan çıkarak, babasının
bulunduğu odaya gitti. Ve onun yüzüne örtülü olan çarşafı kaldırarak onu öptü. Ağlayarak
babasından af diledi.
Defin işleminden sonra okuluna geri dönen Zehra öğretmenin
artık bir eksiği kalmamıştı, acımayı öğrenmişti. Bir süre sonra da evlendi.
3)KİTABIN
ANA FİKRİ:
Hiçbir zaman olaylar sadece bizim gördüğümüz yönüyle
değerlendirilmemelidir. Empati yapmaya çalışmalı, karşımızdakini de anlamaya
çalışmalıyız. Hep haklı olduğumuzu düşünerek hamleler yaparsak, karşımızdakinin
hakkını asla ödeyemeyiz.
4)
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN ÖZELLİKLERİ:
Zehra Öğretmen : Acımak nedir bilmeyen dik başlı,
çatık kaşlı, asabi bir insandır.
Tevfik Bey : Zehra Hanım için elinden
gelen herşeyi yapmak isteyen fedakar ve iyi birisi.
Mürşit Efendi :
Zehra Hanım’ın babası. İyiliklerden yana ve
fedakâr bir insandır. Yaptığı yanlış evliliğin bedelini tüm hayatı boyunca
ödedi. Fakat bundan dolayı bir kere bile kızlarının kalbini kırmadı. Onlar için
her şeye sabretti, hatta kızlarının kendisinden nefret etmesine bile.
Müşerref : Mürşit
Efendi’nin karısı. Oldukça bencil ve para düşkünüydü. Başarılı ve
dürüst bir
memur olan eşinin hayatını; annesine uyarak zindana çevirdi. Kızlarını hep
babalarına karşı
doldurdu. Hep kendisini haklı çıkardı.
Feriha : Mürşit
Efendi’nin büyük kızı.Veremden ölmeden önce; annesi ve anneannesi
tarafından kötü
yollara düşürülmek istendi. Babası onu korumak için elinden geleni yaptı. Fakat
arada
kötü olan babası oldu.
Kayınvalide : Aşırı tutkuları olan ve
bencil bir yaratılışa sahip bir kişi. Kocasının hayatını
zindana çevirip,
ölmesine sebep oldu. O gün kendisine yeni bir kurban daha buldu, damadı Mürşit.
Kocasına yaşattıklarını ona da yaşattı. Kendisine benzeyen kızı ile birlikte,
torunlarını istediği karakterde
yetiştirdi. Babalarından nefret ettirdi.
Kitabın en kötü kişisi ve her şey onun başının altından çıktı.
5) KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ
GÖRÜŞLER:
Kitap
klasik bir Türk romanıdır; fakat bu romanda anlatılan olay oldukça akıcı ve
gerçekçi dille anlatılmıştır. Dili sadedir, anlaşılması kolaydır ve tasvirler
çok yerinde kullanılmıştır.
Hayatım
boyunca beni en çok etkileyen kitaptır. Kurgusuyla hayran bıraktığı gibi
öyküsüyle de unutulmaz bir kitap olmayı hak ediyor. Olayların önce Zehra’nın
gözünden anlatılıp; sonra hatıra defterinden gerçekleri öğrenmemiz; bizi
oldukça sarsan bir kurgulama. Bu kitabı hayatım boyunca unutmayacağım ve fırsat
buldukça tekrar tekrar okuyacağım. Bu kitapla; empatinin önemini bir kez daha
öğrenmiş oldum. Acımanın ne kadar değerli bir duygu olduğunu anlamış oldum.
6)
KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ
bu dogru olan mı ?
YanıtlaSilzehra babasının yüzüne örtülü olan çarşafı kaldırarak öpmedi açıkta kalan ayağını öptü ve sonunda evlenmedi acımayı öğrendi
YanıtlaSilHaklısın. Ayrıca Zehra öğrencilerine kötü davranmıyordu. Onların hatalarını affetmezdi sadece.
SilHaklısınız.
SilSağolun çok işime yaradı
YanıtlaSilbazı bilgi yanlışları var buraya güvenmeyin
YanıtlaSil