Bir ulusun destan sahibi olabilmesi için:
• O ulusun halkının hayal gücünün en eski çağlarda bile, efsaneler, destanlaryaratmaya elverişli olması,
• O ulusun tarihinde unutulmaz doğa olayları, büyük savaşlar, güçler, baskınlar, değişik coğrafi çevrelere dağılmalar gibi halkının gönlünde ve kafasında nesiller boyu yaşayacak önemli olayların yaşanmış olması gerekir.
• O ulusun tarihinde unutulmaz doğa olayları, büyük savaşlar, güçler, baskınlar, değişik coğrafi çevrelere dağılmalar gibi halkının gönlünde ve kafasında nesiller boyu yaşayacak önemli olayların yaşanmış olması gerekir.
Destanların oluşumu için gerekli olan bu şartlar, Türk
tarihinde fazlasıyla görülür. Seyit Kemal Karaalioğlu Türk Edebiyat
Tarihi adlı yapıtında: “Türk tarihine, Türk destanları ile girebiliriz,
Türk tarihinin kökenine ilk Türk destanları ile inebiliriz” derken, Türk
tarihinin destanlarla, destanlaşmış kahramanlarla dolu olduğunu da
vurgular. Ne yazık ki, Türk destanlarının asıl metinleri elimizde
değildir. Çok zengin olduğu bilinen Türk destanları ile ilgili bilgiler
Arap, İran ve Çin kaynaklarından elde edilmektedir.
Türk
destanlarının bir kısmı Türk ve yabancı araştırmacılar tarafından halk
ağzından derlenmiştir. Bir kısmına Arap, İran ve Çin kaynaklarında
rastlanmaktadır. Bir kısmına Batılı kaynaklarda rastlanırken bir kısmı
da Türk aydın ve yazarları tarafından çeşitli dönemlerde, çeşitli
nedenlerle, çeşitli dil ve yazılarla kaleme alınmıştır.
Destanlarımızın
büyük bir kısmı yazıya oldukça geç geçirilmiş, sözlü edebiyattaki
şekliyle de tamamen yazıya aktarılamamışlardır. Ancak yüzyıllar içinde
yaşayıp yeni olaylarla zenginleşmiş Türkün duygu, düşünce ve anılarıyla
değer kazanmışlardır. Araştırmacılar Eski İran ve Yunan destanları ile
Türk destanları arasındaki benzerliklere dikkat çekerler. Destan devri
yaşayan uluslar arasındaki bu tür alışverişler doğaldır.
Destan Kültürünün Önemi
Destanlar;
tarih, düşünce ve sanat bakımından büyük değer taşırlar. Tarihi
aydınlatır, düşünce ve sanata kaynak oluştururlar. Bilimsel tarih
araştırmaları yanında, tarihi olaylar karşısında halkın duygu ve
düşüncelerini yansıtırlar. Banarlı’nın (1971) Resimli Türk Edebiyatı
adlı yapıtında da belirttiği gibi: “Destanlar halk gözüyle görülen, halk
ruhuyla duyulan ve halk hayalinde masallaştırılan tarihlerdir.” Destan
kahramanlarının doğaüstü özellikler göstermesi, olayların
olağanüstülüklerle anlatılması destanların gerçeklerden uzak olduğunu
göstermez. Destanlar, anlatımlarındaki olağanüstü özellikler
ayıklandığında ulusların tarihini aydınlatan en önemli kaynaklardır.
Yüzyıllar
boyunca Türklerin duyuş, düşünüş, inanış ve hayallerini; güzel
sanatlarını; aşk, aile, vatan, ulus ve devlet anlayışlarını Türk
destanlarında görebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder