Sav, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında atasözünün karşılığıdır. Bir
düşünceyi, bir deneyimi, bir öğüdü, en az sözcükle kısaca anlatan
kalıplardır. Biçim olarak bir düz yazı tümcesi veya bir şiir dizesi gibi
olabilirler. İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait savların kimileri
küçük ses değişiklikleriyle, Türkçede bugün de yaşamaktadır.
Eski Türkçe İle |
Türkiye Türkçesi İle
|
1. Aç ne yimes, tok ne times.
2. Alın arslan tutar, küçin sıçgan tutmas. 3. Bir karga birle kış kelmes. 4. Böri koşnısın yimes. 5. Ermegüke bulıt yük bolır. 6. Efdeki buzagı öküz bolmas. 7. İt ısırmaz, at tepmes time. 8. Tag taga kavuşmas, kiş kişike kavuşur. 9. Yılan kendi egrisin bilmes, tefi boynın eğri tir. 10. Kanıg kan bile yumas. |
1. Aç ne yemez, tok ne demez.
2. Al (Hile) ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz. 3. Bir karga ile kış gelmez. 4. Kurt komşusunu yemez. 5. Tembele bulut yük olur. 6. Evdeki buzağı öküz olmaz. 7. İt ısırmaz, at tepmez deme. 8. Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur. 9. Yılan kendi eğrisini bilmez, deve boynun eğri der. 10. Kanı kanla yıkamazlar. |
İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait en güzel savları XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divânü Lûgati’t Türk adlı eserde görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder