20 Aralık 2011 Salı

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası:1930-1939 Dönemi 8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Notları

1930-1939 DÖNEMİ
ü  1929'da başlayan dünya ekonomik bunalımı liberal eğilimle­re karşı tepkilere neden olmuş, otoriter rejimler güçlenmiştir. (Komünizm, Faşizm, Nazizm gibi)
ü  Almanya ve İtalya'nın saldırgan politikaları Türkiye'nin dış güvenliğini tehlikeye düşürmüş ve ittifak arayışlarına yönelt­miştir. 

TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİ'NE GİRMESİ
 18 Temmuz 1932
Ø  Cemiyet I. Dünya Savaşı'ndan sonra uluslar arası sorunları  barışçı yollarla çözümlenmesi   için itilaf devletleri tarafından kurulmuştur.
Ø  Türkiye, dünya barışına verdiği önemi göstermek ve yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini gerçekleştirmek amacıyla Milletler Cemiyeti'ne üye oldu.

BALKAN ANTANTI - 9 Şubat 1934

Ø  Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan antlaşmalar kalıcı bir barış sağlayamamıştır.
Ø  Avrupa'da devam etmekte olan silahlanma yarışı ve Almanya ile İtalya’nın yayılmacı politikaları  Balkanları ve Orta Doğu'yu tehdit etmekteydi.
Ø  Bu gelişmeler karşısında Milletler Cemiyeti kuruluş amacına uygun olarak devletler arası anlaşmazlıkları çözmede etkisiz kalmıştır.
Ø  Bu gelişmeler üzerine Türkiye, Yunanistan,Yugoslavya ve Romanya arasında Balkan Antantı imzalanmıştır.
Ø  Bu antlaşmayla Balkan ülkeleri karşılıklı olarak sınırlarını güvence altına almayı ve çıkabilecek tehlike-leri birlikte önlemeyi amaçlamışlardır.
Ø  Bulgaristan Balkanlardaki emellerinden dolayı ittifaka katıl­mamıştır.
Ø  Arnavutluk ise İtalya'dan çekindiği için tarafsız kalmıştır.
Ø  Türkiye, Balkan Antantı'nı imzalayarak batı sınırını güvence altına almıştır.
Ø  Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine ittifak dağılmıştır.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ – 20 Temmuz 1936

ü  Lozan'da Boğazlar sorunu Türkiye'nin aleyhine çözümlen­miş, tam egemenlik hakkı verilmemişti.
ü  Lozan Barış Antlaşması'nda Boğazların yönetiminin Türkiye'nin başkanlığını yapacağı uluslararası
ü  komisyona verilmesi ve Boğazların her iki yakasında asker bulundurmaması Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını sınırlandırmaktaydı.
ü  1930'lu yıllarda Almanya'nın hızla silahlanması, İtalya'nın Habeşistan'ı işgali, Japonya'nın Mançurya'ya saldırması kar­şısında Milletler Cemiyeti hiçbir şey yapamadı.
ü  Türkiye'nin isteği ile İsviçre'nin Montrö şehrinde bir konferans toplandı.
ü  Konferansa katılanlar;
ü  Türkiye - Yunanistan - İngiltere - Fransa - Sovyet Rusya -Yugoslavya - Japonya
ü  İtalya 1938'de bu sözleşmeyi imzalamıştır.
ü  Rusya'nın karşı çıkmasına rağmen İngiltere ve Fransa'nın desteğiyle Türkiye'nin boğazlardaki hakimiyeti kabul edildi.
ü  Boğazlar komisyonu kaldırılarak yetkileri Türkiye'ye devredildi.
ü  Ticaret gemileri serbest geçebilecekti.
ü  Boğazların iki yakasındaki askersiz yerlere asker yerleştirile­bilecekti.
ü  Barış zamanında ticaret gemilerinin geçişine izin verilecek,
ü  Savaş gemilerinin geçişine sınırlandırmalar getirilecek,
ü  Savaş durumunda Türkiye isterse Boğazları kapatabilecektir.
      Önemi:
ü  Boğazlar kesin olarak Türkiye'nin kontrolüne girdi.
ü  Türkiye'nin Akdeniz'deki güvenliği artmıştır.
ü  Boğazlar Sorunu, Misakı Millî'ye uygun bir şe­kilde çözüme kavuşturulmuştur.

SADABAT PAKTI (8 Temmuz 1937)

ü  1935 yılında İtalya’nın Habeşistan'a saldırması, Akdeniz ve Ortadoğu güvenliğinin tehlikeye düşmesine neden olmuştur.
ü  Bu yüzden Balkan Antantı'na benzer bir ant­laşmanın Orta Doğu'da da gerçekleştirilmesi için faa­liyetlere başlanmıştır.
ü  Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sa­dabat Paktı imzalanmıştır.
ü  Bu antlaşmaya göre üye ülkeler;
ü  Karşılıklı olarak birbirlerinin sınırlarına saygılı olmayı,
ü  İç işlerine karışmamayı,
ü  Ortak çıkarlar doğrultusunda dostluk ve iş bir­liklerini geliştirmeyi kabul etmiştir.
ü  Bu antlaşma ile Türkiye, doğu sınırlarının gü­venliğini sağlamış oldu.

HATAY SORUNU VE SONUCU -  1939

ü  1921 yılında TBMM ile Fransa arasında imza­lanan Ankara Antlaşmasıyla Hatay, Fransa mandası durumundaki Suriye sınırlarında kalmıştır.
ü  Ayrıca burada yaşayan Türklere geniş haklar tanınmış ve bölgede özerk bir yönetim uygulanmıştır. Hatay'ın Türk toprakları dışında kalması Misakı Millî’den taviz verildiği anlamına gelmekteydi.
ü  Mustafa Kemal bu yüzden Hatay'ın anavatana katılması gerektiğini savunmuş ve çeşitli girişimlerde bulunmuştur.
ü  M. Kemal Adana'da yaptığı bir konuşmada, "Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir kalamaz." diyerek ileride Hatay'ın ana vatana katılacağının müj­desini vermiştir.
ü  1936 yılında Fransa, Suriye'deki manda yöne­timine son verdi ve buralardan çekildi. Ancak Hatay'ın durumu belirsizliğini korudu.
ü  Bunun üzerine Türkiye, Milletler Cemiyetine başvurarak sorunun çözülmesini istemiştir.
ü  Türkiye ile Fransa arasında yapılan ikili görüş­melerden sonra Türkiye'nin önerdiği, "Hatay'ın gele­ceğini buradaki halkın belirlemesi" ilkesi kabul edildi.
ü  Hatay'da bağımsız bir Türk devletinin kurulması kararlaştırıldı.
ü  Bir anayasa hazırlandı ve seçimler yapıldı. Ardından Hatay Bağımsız Cumhuriyeti kuruldu. (2 Eylül 1938).
ü  Misak-ı Milli'ye son katılan toprak Hatay'dır.
ü  Bağımsız Hatay Cumhuriyeti'nin devlet başkanlığını Tayfur Sökmen yapmıştır.

9 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsınız işime çok yaradı teşekkür ederim. Elinize sağlık.. Dewamını bekleriz =)

    YanıtlaSil
  2. biraz karışık mı sanki bn pek bişey anlamadım :(

    YanıtlaSil
  3. Çok teşşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. ALLAH RAZI OLSUN

    YanıtlaSil
  5. biraz karışık mı diyen arkadas sende beyin yok herhakde :D DASdş:ıktuygf

    YanıtlaSil
  6. Benim beynim var arkadaşlar gerçekten karışık bir yorum eleştiri yapmış neden beynin yok herhalde diyorsunuz

    YanıtlaSil
  7. Ben hic beyenmedim ama yapana tesekkurler sozde ozet istedik ozet dedigin biraz kisa olur

    YanıtlaSil
  8. Biraz uzun olmuş ama yine de açık ve net bir anlatım var.

    YanıtlaSil