TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON-1 DERSİ
KİTAP ÖZETİ
KİTABIN ADI | MİSKİNLER TEKKESİ |
KİTABIN YAZARI | REŞAT NURİ GÜNTEKİN |
YAYIN EVİ VE ADRESİ | İNKILAP KİTABEVİ |
BASIM YILI | 1999 |
KİTABIN KONUSU:
Kitap, Türkiye’deki dilencilerin dünyasını ve cahil hocaları başarıyla tasvir eder. Yazarın en dikkate değer eserlerinden biridir. Padişah II.Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla tanınan Kocabaş Kazasker Şemsettin Molla’ nın torununun hayatı üzerine kurulmuş bir kitaptır. Padişahın ekmek kırıntılarının kat kat işlemeli bohça ve sedef kutularda saklandığı bir ortamda, padişah dilencisi bir dedenin torunu olan ve hem meşrutiyet hem cumhuriyet dönemlerinde yaşayan roman kahramanı, bir çeşit soya çekimle dilenciliği meslek edinir.
KİTABIN ÖZETİ:
Küçük yaşlarda ev halkının kızmasına rağmen dilenci taklidi yapmasıyla başlayan dilencilik özentisi, ona hayatının sonuna kadar götürür. Çocukluğunda oyunlar oynamayı sevmeyen, oturduğu yerden kalkmak istemeyen bir yapıya sahipti.
Korkak pısırık bir kişi olan daha sonra yaş onyedi onsekiz olunca delikanlılığında verdiği cesaretle, biraz havalanıyor. Kolalı gömlekler, ütülü pantolonlar giyip dışarı çıkıyor, ama yine de rüyasında kendisini Don Kişot gibi görmekten alamıyor. Evine giren hırsızı yakalayıp polise teslim ediyor, piyangodan çıkan parayla babannesinin borçlarını kapatıyor, gibi rüyalar biraz daha cesaretlendiriyor.
Mahallesinde çıkan yangında içeridekileri kurtarmaya gitmek istiyor fakat bacısı izin vermiyor.Bunlar umursamaz bir tavırla evde oyun oynamaya başlıyorlar, arada bir yukarı çıkarak yangının sönüp sönmediğine bakıyorlardı. Ama sabaha karşı evlerinin de yanmasına mani olamadılar.
Burdan başka bir mahalleye taşınırlar. Yeni evleri eski evleri kadar güzel olmamasına rağmen tek tesellisi bir görüşte aşık olduğu komşu kızı Mesrure’ dir. Mesrure’ yi evin bir köşesinden izliyor, ama bir türlü cesaretini toplayamıyordu. Biraz da korkuyordu. Çünkü kafası çok büyük olduğu için mesrure’ nin cevabının ‘hayır’ olabileceği endişesi vardı. Mesrure’ nin babası aile dostu olmaya başladı. Akşamları evlerine gelir, oturur, muhabbet ederlerdi. Mesrure’ nin babası şiiri çok severdi. Ve arada bir dörtlükler okuyordu. Babasını etkilemek için kendini şiire adamıştı. Mesrure’ nin babası şiir okumaya balayınca o da sonunu getiriyordu. Babası gerçekten etkilenmişti. En sonunda dadıların da aracılığıyla Mesrure’ ye teklif götürdüler. Sonunda kabul etti. Ama meşrutiyet inkılabının olduğu yılda, dayısı yüzünden evleri dağılır. Büyükannesi ve bacısıyla birlikte başka bir eve taşınırlar. Babaannesini kaybeder. Artık evden ayrılma zamanı gelmiştir. Sakallı Talat diye biriyle tanışır, arkadaşlık kurar. Talat memurdur. Talat’ ın tavsiyesiyle Zeynep Hanım Konağı’ nda eğitim almaya başladı. Edinmiş olduğu çevre yüzünden Sinop’ a gönderilir. Salıverilmesiyle, kendisine kalacak bir yer bulup burayı arzuhal ve köylü mektupları yazmaya başlar.
Düşüncesiz bir şekilde İstanbul’ a döner. Talat’ la tekrar karşılaşır. Talat yine elinden tutar ve bir iş bulur. Mektepte yazı hocalığı ve katiplik yapacak, mektepte kalacaktı. Askerlik yaşı glmişti. Ama bütün yoklamalarda kafası büyük olduğu için sorun çıkıyordu. Bugün git yarın gel diyorlardı. Sonradan askere de alındı ve Mısır’ a yolculuk başladı. Yolculukta kargaşa çıktı ve yürüyerek memlekete geri dönmeye başladı. Yürüye yürüye Konya’ ya geliyor, kendini biraz toplayarak İzmir’ e hastaneye gidiyor hiç parası kalmadığı için taburcu bile edilemiyor. Hastane müdürü, ölmüş bir kişinin elbselerini vererek taburcu eder. İzmir işgal altında olduğu için tütün deposunda kalıyordu. Günleri artık çok daha kötüye gidiyordu. Cami önünde beklerken kadının birinden ilk sadakasını alıyor. Bu parayla akşama yiyecek alıyor ve kaldığı yere götürerek oradakileri sevindiriyor.
Dilenciliğe başlamasıyla kazanci bayağı artıyor. Artık doktorlara büyük belediye memurlarının maaşına yaklaşmaya başlamıştı. Kendine bir ev bile tutmuştu. Arap komşuları vardı çevresinde. Kaldığı yerdeki Arap komşuları, sabah erkenden çıkıp akşam geç dönmesini merak etmişler, iş arıyorum cevabını almışlardır. İş istediği yerlerden aldığı cevaplar üzüyor fakat yılmıyordu. Sonunda dilediği oldu ve iş buldu. Sevinçliydi. Çünkü başkaları gibi çalışarak ekmeğini kazandığı gündü.
KİTABIN ANA FİKRİ:
‘İnsan yedisinde ne ise; yetmişinde de o olur’ derler, ama insanın ne olursa olsun, her türlü durumda kendini bırakmamalı, hayata iki elle sarılmalıdır.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap okumaya değer bir kitap olarak Türk eserler kitaplığında yerini almıştır. Olaylar gerçeğe yakın, kişileri çok mükemmel şekilde tahlil etmiştir. Bu yönüyle kitap çok akıcı ve sürükleyici bir hale gelmiştir. Kitaptan gerçekten de memnun kaldım ve tavsiye etmekteyim
YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
Reşat Nuri GÜNTEKİN
Doğum/Ölüm: 25 Kasım 1889 - 7 Aralık 1956
Doğum Yeri: İstanbul
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917’ de basılan Reşat Nuri, 1918’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu’ nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu’ nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri’ nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da eklediYazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar.
Doğum Yeri: İstanbul
Yazı hayatına Birinci Dünya Savaşı sonlarında (1917) başlayan, ilk eseri de Eski Ahbap (uzun hikaye) 1917’ de basılan Reşat Nuri, 1918’ de tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayımlarken bir yandan da hikayeler (Şair Dergisi, 1918/19; Nedim Dergisi, 1919; Büyük Mecmua, 1919) yazıyordu. Çalıkuşu’ nun Vakit gazetesinde tefrikasıyla (1922) geniş bir ün kazandı. Çok hareketli bir eser olan Çalışkuşu’ nda Anadolu, ilk idealist ve aydın kızı Feride’ ye kavuştu, geniş ölçüde romana girdi. Bu roman az okumuş ve aydın, iki sınıfı da, doğal ve canlı diliyle kendine bağladı. Reşat Nuri’ nin hemen bütün romanlarında dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri çevre, tip, çeşitli problem ve görüşleriyle Anadolu atmosferi görülür. Romanlarında sosyal ve hissi konuları işleyen yazar, küçük hikayelerinde bunların yanına mizahı da eklediYazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuarlarında kalmış tüm eserlerinin toplamı yüzü bulur; bunlardan 19 tanesi telif romandır, 7 tanesi hikaye kitabı. Yazdığı, çevirdiği, uyarladığı, oynanmış, basılmadan kalmış oyunlarının sayısı roman ve hikaye kitaplarının sayısını da aşar.
Türkan Poyraz – Muazzez Albek, Reşat Nuri Güntekin (Ankara, 1957)
Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olağan İşler (1930), vb.
Gezi yazıları: Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966).
Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955)’ dir. Bütün eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı.
Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955)’ dir. Bütün eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı.
Tüm Kitap Özetlerine Ulaşmak İçin Tıklayınız
vay be
YanıtlaSilHll
YanıtlaSil