Toplumların sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yapısını oluşturan özellikler eğitim yolu ile şekillenir. Nitelikli, sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip bireylerin yetiştirilmesi için, eğitime küçük yaşlarda başlanılmasının gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir. Çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıkların alındığı ve zihinsel yeteneklerinin hızlı bir biçimde gelişip biçimlendiği dönem 0-6 yaş dönemidir.
Bütün bunlar dikkate alındığında eğitimin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. İşte okul öncesi dönemde verilen kaliteli eğitimin önemi de burada kendini göstermektedir. Bu nedenle, Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü üzerine düşen görevleri, ülke çocuklarının ve ailelerin menfaatleri doğrultusunda programlar geliştirerek, projeler hazırlayarak, eğitici materyaller geliştirerek ve periyodik olarak öğretmen eğitimi yaparak yerine getirmektedir.
Bilindiği gibi, insan yaşamının gelişiminde, en dikkat edilmesi gereken en kritik ve en ilginç dönem 0-6 yaşlar arasındaki okul öncesi dönemidir. Bu dönemde aile, birinci derecede önemli ve sorumludur. Ancak, tek başına yeterli değildir. Hem çocuk hem de ailenin bu dönemde gereksinimlerinin karşılanması, çocuklarının gelişimlerinin desteklenerek, yaşıtlarıyla bir arada olabilmelerinin sağlanması için oluşturulan sağlıklı bir ortama gereksinimleri vardır. Bütün bunlar dikkate alındığında eğitimin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. İşte okul öncesi dönemde verilen kaliteli eğitimin önemi de burada kendini göstermektedir. Bu nedenle, Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü üzerine düşen görevleri, ülke çocuklarının ve ailelerin menfaatleri doğrultusunda programlar geliştirerek, projeler hazırlayarak, eğitici materyaller geliştirerek ve periyodik olarak öğretmen eğitimi yaparak yerine getirmektedir.
ANNE-BABA DAVRANIŞLARININ ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminin temelinde annenin ve babanın davranışlarını buluyoruz. Onların tek tek kişilikleri, birbirlerine olan davranış ve tutumları ve çocuklarına gösterdikleri ilgi ve davranış biçimleri gerçekten çok önemlidir. Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminde, özellikle anne ve baba davranışlarının büyük rolü vardır.
Bazı çocuk ileriki yaşamında tıpkı anne ve babası gibi davranır.
Bazı çocuk öyle zorlanmıştır ki, reaksiyon olarak, kendisine yöneltilen davranış ve eğitim tarzının tam tersini seçer. Doğru ya da yanlış olduğunu gözetmeden... İçinde birikmiş acı ve sorunlar nedeni ile...
Bazıları da, kendi anne ve baba davranışlarını bilinçli bir yorum süzgecinden geçirir ve en iyisini, en doğrusunu uygulamaya çalışır.
“Benim doktor olmamı isterdi, annem... Olamadım... Bari oğlum doktor olsun. Bunu sağlamak zorundayım...”
YA DA
“Okutmak için boşuna zorladılar beni... Zamanım boş yere harcandı. Ben çocuğumu okutmayacağım. Bir an önce hayata atılsın ve para kazansın.”
YA DA
“Onun annesi ve babası olarak görevimizi seve seve yapacağız. Neye yeteneği varsa ve ne olmak isterse öyle olsun. Eğitmek, yetiştirmek, mutlu ve verimli olmasına yardım etmek en büyük görevimiz bizim...”
Bu ve benzeri davranışlara çok sık rastlamaktayız. Genellikle çocukların öğrenim ve eğitimlerinde anne ve babanın, idealleri büyük rol oynamaktadır. Çocuklarında adeta kendilerini gerçekleştirmek istemektedirler. Kişilik özellikleri tam gelişmemiş olan “BÜYÜK ÇOCUKLAR” dır bunlar... Kendi geçmişlerinden , kendi çocukluk sorunlarından sıyrılamamış olan büyük çocuklardır.
Çocuk hep inceler; bilir misiniz? Belli ederek ya da etmeyerek çocuk hep inceler. Ve zamanı gelince öyle bir konuşur ki şaşırır büyükler.
Okul öncesi dönemdeki çocuklara nasıl davranmak gerekir?
Onaylamalarınızın büyük ödül değeri taşıdığı ve öğretilerinizin şartsız bir bağlılıkla alındığı dönemdir. Bu dönemde;
Model olun.
Evdeki zararlı maddeleri tanıtın.
Hem kendi başına hem de bir başkasının vereceği ilaçları almamasını öğretin.
Karar verme alışkanlığını kazandırın.
Zararlı –yararlı yiyecekleri tanıtın.
Kendi bedenine – sağlığına dair girişimlerini övün.
Okul öncesi 3-5 yaş grubu çocuklara aile yaşamına daha çok katılan bireyler gözüyle bakılmalıdır. Bu yaşta yemek alışkanlığının gelişmesinde aile primer rol üstlenir, çocuklar genelde aile içi bireyleri taklit ederek öğrenirler. Bu dönemde çocuk aile sofrasını bir taraftan dengeli beslenme modeli olarak, diğer taraftan ise aile büyüklerinin bir arada bulundukları keyifli bir sosyal olay olarak algılamalıdır.
Yemek sırasındaki çocuk davranışlarındaki olumsuzluklarda aşırı tepki, cezalandırma,aşırı beklenti içinde bulunma yemek zamanını çocuk için işkenceye çevirebilir. Çalışan anneler çocuklarını akşam yemeklerinin mutlu bir ortamda geçmesine özen gösterilmelidirler.
Yemek öncesi sakin yorucu olmayan bir oyun veya istirahat yemeğin keyifli geçmesini kolaylaştırır. Okul öncesi enerji gereksinmesi arttığı için bunun karşılanmasına özen gösterilmelidir. Bu yaşta televizyon ve oyun çok çekici oluşundan yemeğe ilgisizlik sık bir sorundur.
Ayrıca yemek seçme de sıktır, haftalarca hep aynı şeyleri yemek istenmesi nadir değildir. Bu dönemde çocuğun çikolata, şeker, pasta, kola gibi besleyici özelliği olmayan şeylere alışmamasına özen gösterilmeli. Yemek saatleri düzenli olmalı ve yemek arasında bu gibi besinlerin verilmesinden kaçınılmalıdır.
KAYNAKLAR
1-Epsilon Yayınları(OKUL ÖNCESİ ÇOCUK GELİŞİMİ)
0 yorum:
Yorum Gönder