Sokağın başında bir grup çocuk toplanmıştı. Onlara en son
katılan Ercan,
-
Arkadaşlar, diye bağırdı. Bizim okul servisini
arkadaki boş arsaya bırakmışlar.
-
Hurdaya mı atmışlar yani, dedi Oktay.
-
Olamaz, dedi Can. Azmi Amca gözü gibi baktığı
arabasını nasıl hurdalığa atar? Onunkine benzeyen başka bir araba olmasın?
-
En iyisi gidip bakalım, dedi Banu. Gözlerimizle görüp
anlayalım.
Ercan önlerine düştü. Arabanın bırakıldığı arsaya vardılar.
-
Gördünüz mü, dedi Ercan. İnanmıyordunuz bana.
-
Lastiklerinin ikisi çökmüş, dedi Banu. Durumu çok
kötü.
-
Farlarının biri de kırık, dedi Oktay.
Çocukların en afacanlarından Can, arabanın ön kapılarından
birine yüklendi. “Aaaa!” diye bağırdı. “1”
kapısı açılıverdi!
Az önce çekinerek yaklaştıkları arabaya çığlıklar atarak
doluştu çocuklar. Can, geçip Azmi Amca’nın koltuğuna oturdu. Banu’yla Ercan
öne, diğerleri arkaya geçtiler.
-
Ben şimdi Azmi Amca’yım, dedi Can. Yol boyunca
benim dediklerim olacak. Sizleri bir bir evlerinizden alıp okulunuza
götüreceğim. Servisimiz kalkıyooor!
Can, direksiyonu kavrayıp usta şoförler gibi pozlar takındı.
Kontak anahtarını açıp arabanın çalışmasını taklit etti. Ardından vitesi bire
taktı. Aynalara baktı. Yolu kontrol etti. Sinyali verip kornaya bastı.
-
Gerçekten Azmi Amca gibi yaptın, dedi Banu. Ne
kadar da dikkat etmişsin ona!
Can yaptığını yaşar gibiydi.
-
Kimse ayağa kalkmasın çocuklar, dedi sesini
kalınlaştırarak. Kapılara da yüklenmeyin. Arabamız kalktı artık, ana yola
çıkıyoruz.
Yine sinyal verdi. Her şey aslına uygun gidiyordu.
-
Lale Sokağı’na giriyoruz şimdi. Buradan Banu
arkadaşımızı alacağız.
-
Banu burada ya, dedi Nilay.
-
Oyunu bozmayalım, diye bağırdı Can. Bakın her
şey ne güzel gidiyor. Biraz bekleyeceğiz burada. Saatine baktı. Banu kızımız da
hep böyle geç kalır.
-
Bir daha geç kalırsa bırakalım onu, dedi Ercan.
-
Tamam, dedi Can. Banu da en sonunda gözüktü.
Azmi Amca her çocuğu mutlaka karşılar, arabanın kapısını
açıp bindirirdi. Can, Azmi amca olduğuna göre aynı şeyleri yapmalıydı. Arabadan
indi, Azmi Amca’nın hareketlerini aynen yaptı. Sonra geçip koltuğuna yeniden
yerleşti. Yine yol almaya başlamışlardı.
-
Şimdi Kartal Sokak’a sapıyoruz, dedi Can
direksiyonu kırarak. Buradan Nilay’la Serkan’ı alacağız. Az ilerden de Oktay’ı.
Vites küçültüp sağa döndü.
Can, Azmi Amca’nın yaptığını yaptı yine: Arabasını stop ettikten
sonra dışarı çıkıp onları karşıladı. İkisini de arabaya bindirdikten sonra
kapılarını sıkı sıkıya kapattı. Gelip direksiyonun başına oturdu. Vites değiştirip
arabasına hız vermişti ki, az sonra yavaşlatıp durdurdu.
-
Niçin durdunuz Azmi Amca, dedi Nilay.
-
Görmüyor musun kızım, dedi. “2” kavşağa geldik. Kırmızı ışık yanıyor.
Bir süre beklediler.
-
Tamam, dedi Serkan. Yeşil yandı.
Kavşağı geçtikten sonra hız yaptılar.
-
Kızım Banu, dedi Can. Sen büyüyünce ne olacaksın
bakalım?
Banu bu sorunun yabancısı değildi.
-
Doktor olacağım Azmi Amca, dedi.
-
Belli ki sen iyi doktor olursun kızım. Çabuk oku.
Oku da yaşlanan Azmi Amca’na bak.
Can tıpkı Azmi Amca gibi öksürdü.
-
Bakarım Azmi Amca, dedi Banu. Hiç para da almam
senden.
-
Biraz müzik dinlesek ya Azmi Amca, dedi Ercan.
-
İyi söyledin be Ercan yavrum, dedi. Sahi unuttuk.
Müziksiz dolmuş taksi olur mu hiç?
Hayali radyonun hayali düğmesini açtı.
-
Tam Azmi Amca olup çıktın, dedi Oktay. Bir de şu
arabamız gerçekten yürüse.
-
Gerçekten yürüse ne demek, diye sinirlendi Can.
Görmüyor musun, hepinizi evlerinizden
aldık, okulunuza gelmek üzereyiz. Sen de tutturmuşsun arabamız yürüse diyorsun.
Daha nasıl yürüyecek?
Yeniden gaz verdi arabasına. Ağzıyla hem araba sesi
çıkartmaktan, hem müzik çalmaktan yorulmuş gibiydi. Az sonra arabasını yolun sağına çekip
durdurdu. “3”
-
Okulunuza geldiniz çocuklar, dedi. Acele etmeyin.
Şimdi Azmi Amca’nız sizi tek tek indirecek.
Arabanın çevresini dolaşıp kapılarını açtı. Çocukların ellerinden
tutarak tek tek indirdi. Çocuklar gülüşüyordu durmadan.
-
N’apalım, dedi. Anneniz babanız sizleri bize
emanet ediyor. Biz de görevimizi iyi yapmak zorundayız.
-
Allaha ısmarladık Azmi Amca, dedi arabadan inen
çocuklar.
-
Öğretmeninizi güzel dinleyin çocuklar, dedi Can.
Öyle yaramazlıklar yapmayın. Okul çıkışında Azmi Amca’nız gelip yine sizleri
alacak.
El salladı arkalarından. Can, oyunun bittiğinin farkında
değildi. Dalıp gitmişti...
-
Azmi Amca olmaya çok alışmıştın Can, dedi
Serkan. Ama şimdi de Azmi Amca ben olacağım. Tamam mı?
Serkan, direksiyonun başına geçip oturdu. Yeni bir oyun
başlıyordu…
Mehmet Güler
bence çok güzel bir şey yapıyorlar
YanıtlaSilher sene böyle şeyler yapsınlar
bence ben de diyer arkadaşımla aynı düşüncedeyim
YanıtlaSilbence çok güzel bir şey yapıyorlar,her sene böyle şeyler yapsınlar çok güzel gidiyorlar.
YanıtlaSil