OYUN TEKERLEMELERİ
TEKERLEMELİ OYUNLAR
Bu
tür oyunlarda, sözlerle hareketler bir aradadır. Sözlerin çocuklarca yaratılmış
ezgileri vardır. Hareketler
bu ezgiler eşliğinde yapılır. Tekerlemeli
oyunların büyük bölümü kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar ulaşmışlardır.
Yeni yetişenler,
istekle ve yanlışsız oynayarak bu tür oyunları daha da geliştirebilirler.
Oyunlara yeni renkler,
yeni ezgiler katabilirler. Birbirimizi
tanımanın en iyi yolu oyunlardır. Mızıkçılık etmeden, tekerlemeli güzel bir
oyuna ne dersiniz?
Haydi öyleyse oyun başına...
EBE ÇIKARMA
Oyuncular
halka şeklinde dizilirler. Sözlere uygun olarak ritmik hareketlerle ebenin
ilgisini çekmeye
çalşırlar. Bu ritmik hareketler; halkada elele tutuşarak dönme, eller belde
halka içine ve dışına
yürüme şeklinde olabilir. Bu sırada ebe aşağıdaki tekerlemeyi söyler:
Üşü-düm
üşü-düm-daldan-elma-düşürdüm
El-mamı-yedi-ler-bana-cüce-dedi-ler
Cüce-likten-çık-tım-Beyoğ-luna-git-tim
Bey-oğlu-has-ta-çor-bası-tas-ta
Püs-külü-ma-vi-ina-dına-ka-vi
Gel-çık-bal-çık-ben-çık-tım
Ebe
olan oyuncu tekerlemenin son sözcüğü "çıktım" dediği anda kime
değmişse, bu kez o oyuncu ebe olur.
Oyuna yeni ebeyle ve tekerlemenin yinelenmesiyle devam edilir.
AÇ KAPIYI BEZİRGÂNBAŞI
Oyuncular
içinden iki elebaşı seçilir. Elebaşılar bir kenara çekilerek kendilerine birer
isim alırlar. Ancak
diğer oyuncular elebaşı olan arkadaşlarının aldıkları isimleri
bilmeyeceklerdir. Diyelim ki elebaşlarından
birisi "ayva" diğeri "nar" adlarını almış olsun. "Ayva"
ile "nar" karşılıklı durarak elele tutuşurlar ve kollarını kaldırarak
bir köprü oluştururlar. Diğer
oyuncular bu dizilişi bozmadan aşağıdaki tekerlemeyi söyleyerek köprü altından
geçerler:
"Aç
kapıyı bezirgânbaşı, bezirgânbaşı..."
"Kapı
hakkı ne verirsin? Ne verirsin?"
"Arkamdaki
yadigâr olsun, yadigâr olsun."
Tekerlemede
yer alan "Kapı hakkı ne verirsin?" sorusu elebaşılar tarafından
sorulmaktadır. Kapı, dizideki
ilk oyuncu tarafından açtırılır. Ancak dizinin en arkasında yer alan oyuncu
yadigâr edilmiştir.
Bunun için en arkada yer alan oyuncu köprü altından geçerken köprü indirilir ve
kendisi halkaya
alınır. Bu oyuncuya ancak onun duyabileceği bir sesle:
-
Ayva mı? Nar mı? diye sorulur.
O
da aynı sessizlikte bu isimlerden birini söyler. Hangi ismi söylemişse onun
arkasına geçer. Oyuna
dizi bitinceye kadar devam edilir. Daha sonra ortaya bir çizgi çekilir.
Elebaşılar karşı karşıya geçerler.
Birbirlerini çekmeye başlarlar. Hangisi diğerini kendi tarafına çekerse, oyunu
o taraf kazanmış
olur.
ÜŞÜDÜM ÜŞÜDÜM
Oyuncular
iki gruba ayrılırlar. Gruplar karşılıklı olarak geniş kolda dizilirler.
Aşağıdaki tekerlemeyi
söyleyerek birbirlerine doğru yürürler. Birinci grup yürürken, ikinci grup
geriye doğru gider.
Tekerleme sonunda iki grup oyuncuları birbirlerine doğru yürüyerek sarılırlar.
I.
grup:
-
Üşüdüm üşüdüm a benim canım üşüdüm
II.
grup:
-
Kürkünü giy kürkünü giy a benim canım kürkünü giy
I.
grup:
-
Kürküm yok kürküm yok a benim canım kürküm yok
II.
grup:
-
Alsana alsana a benim canım alsana
I.
grup:
-
Param yok param yok a benim canım param yok
II.
grup:
-
Bulsana bulsana a benim canım bulsana
I.
grup:
-
Nereden nereden a benim canım nereden
II.
grup:
-
Saraydan saraydan a benim canım saraydan
I.
grup:
-
Asarlar keserler en güzelini seçerler
Gruplar
üstlendikleri rolleri değiştirerek, tekerlemeyi yinelerler. Oyun böylece tekrar
edilir.
YAĞ SATARIM BAL SATARIM
Oyuncular
halka şeklinde dizilip otururlar. Aralarından birisi ebe seçilir. Ebenin elinde
ucu düğümlü
bir mendil vardır. Elindeki mendili gizleyerek halka şeklinde dizilen
oyuncuların etrafında dolanır. Bazen mendili bir oyuncunun arkasına
bırakıyormuş gibi duraklar. Buna benzer hareketlerle oyuncuları şaşırtmaya
çalışır. Oturanlar arkalarına bakamazlar. Ancak elleriyle yeri yoklayabilirler.
Ebe olan oyuncu arkadaşlarının etrafında dönerken, bir taraftan da yandaki
tekerlemelerden birini söyler.
Birkaç
kez bu şekilde dolandıktan sonra elindeki mendili bir oyuncunun arkasına
bırakır. Bunu fark eden oyuncu yerinden fırlar ve ebeyi kovalamaya başlar. Eğer
kendi yerine oturmadan yetişirse,yerine oturana dek mendille ebenin sırtına
vurur. Oyuncu mendili fark etmezse, halkayı dolanıp gelen ebe, yerdeki mendili
alıp ona vurur. Bu kez arkasındaki mendili farketmeyen bu oyuncu ebe olur.
Oyun
böylece devam eder.
Yağ
satarım, bal satarım
Ustam
ölmüş ben satarım
Ustamın
kürkü sarıdır
Satsam
on beş liradır
Zam-bak,
zum-bak
Dön
arkana iyi bak
Yağ
satarım bal satarım
Ustam
ölmüş ben satarım
Alacağına,
bulacağına
Bir
kaşık ayran
Yarın sabah
bayram.
BİRDİRBİR
Bu
oyunu erkek çocuklar oynar. Oyuncular 8-10 kişilik gruplara ayrılır. İçlerinden
biri ebe seçilir. Ebe
olan oyuncu belden öne doğru eğilir, ellerini dizlerinin üzerine koyar. Diğer
oyuncular da bu arkadaşlarının
üzerinden atlamak üzere art arda dizilirler. İlk
sırada yer alan oyuncu "Birdirbir" diyerek ellerini ebenin sırtına
bastırıp üzerinden atlar. Diğer oyuncular
da onu izlerler. Ancak her biri sırasındaki yerlerine göre veya atlayış
sırasına uygun olarak:
-
İkidir iki, kurnazdır tilki!
-
Üçtür üç, ebelik güç!
-
Dörttür dört, kuş gibi öt!
-
Beştir beş, seni aldım eş!
-
Altıdır altı, o şamarı kim attı!
-
Yedidir yedi, elim sırtına değdi!
-
Sekizim seksek!
-
Dokuzum durak! diyerek ebenin üzerinden atlarlar.
Atlayan
her oyuncu olduğu yerde durup kalır. Diğerleri onlara değmemeye çalışır. Bu
nedenle ilk atlayan
oyuncular ellerinden geldiğince uzak mesafeye atlamaya çalışacaklardır. Dokuzuncu
oyuncudan sonraki oyuncular da atlama sırasında şunları söylerler:
-
Onum orak, haydi oturak!
-
On birim yağlı börek!
-
On ikim tuzlu çörek!
Bu
atlamalar sırasında, atlayan oyuncu duran bir oyuncuya değerse bu kez ebe
kendisi olur. Oyun böylece
sürüp gider.
MENEKŞE
Oyuncular
el ele tutuşarak karşılıklı dizilirler. Oyun sırası belirlendikten sonra
söyleşme başlar:
-
Oy menekşe menekşe
-
Mendilin yere düşe
-
Bizden size kim düşe
-
Özlem düşe, tez düşe
Adı
söylenen oyuncu koşar. Karşı diziden gözüne kestirdiği iki oyuncunun arasından
geçmeye çalışır.
Bunun için kollarını havaya kaldırarak hızla indirir. El ele tutuşmuş iki
oyuncuyu birbirinden ayırır.
Kendine yol açar. Bunu başardığında oyunculardan birini yanına alıp kendi
grubuna döner. Başaramazsa
esir olur, karşı grupta kalır. Oyun böylece sürer. Karşı oyuncuları tüketen
grup oyunu kazanır.
EVELEME GEVELEME
Oyuncular
10-12'şer kişilik gruplara ayrılırlar. Grup içinden bir başkan seçilir. Diğer
oyuncular el ele
tutuşarak halka oluştururlar. Başkan ortaya geçer. Oyuncular el ele tutuşmuş
halde dönerken aşağıdaki
tekerleme söylenir.
Eveleme
geveleme
Devekuşu
kovalama
Çengi
çember, miski amber
Tazı
tuzu, kelemenin kızı
Ne
zaman geldin, yazın geldim
Dizilelim,
çözülelim
Bir
tahtaya yazılalım
İncik
boncuk, gel çık bal çık
Tekerleme
söylenirken halka ortasında yer alan oyuncu da eli ile halkadaki oyuncuları saymaktadır.
Tekerleme bittiğinde en son kimi saymış ve göstermişse bu kez ebe o oyuncu
olur. Oyuna
böylece devam edilir.
KUTU KUTU PENSE
Oyuncular
daire şeklinde dizilirler. El ele tutuşarak bir yönde dönmeye başlarlar. Ancak dönerlerken
hep birden aşağıdaki tekerlemeyi söylerler:
Kutu
kutu pense
Elmayı
yerse
Arkadaşım
Yıldız
Arkasını
dönse
Tekerlemenin
sonlarında oyunculardan birisinin adı geçmektedir. Adı geçen oyuncu, yüzünü
halka dışına
döner ve yine arkadaşlarının ellerinden tutar. Bütün oyuncular bu şekilde
arkalarını dönerek oyuna
devam edilir. Tüm oyuncuların yüzleri halka dışına baktığında, bu kez
tekerleme:
Kutu
kutu pense
Elmayı
yerse
Arkadaşım
Ceyda
Ön
tarafa dönse
şeklinde
söylenir. Oyuna böylece devam edilir.
HOPPACIK
Bu
oyun da iki kişiyle oynanır. Oyuncular sırt sırta vererek kollarını
kenetlerler. Sonra sırayla eğilerek
birbirlerini sırtlarına alırlar. Bu sırada karşılıklı olarak aşağıdaki
tekerlemeyi söylerler.
-
Gökte ne var?
-
Gök boncuk.
-
Yerde ne var?
-
Yer boncuk.
-
Dalda ne var?
-
Elmacık.
-
Babanın adı ne?
-
Yusufçuk.
-
Annenin adı ne?
-
Fatmacık.
-
Kaldır beni hoppacık.
Oyuncular,
isterlerse tekerleme içindeki görev yerlerini değiştirerek oyuna devam ederler.
FIŞ FIŞ KAYIKÇI
Bu
oyun iki kişiyle oynanır. Oyuncular oturarak el ele tutuşurlar. Kürek
çekiyormuş gibi yaparak birbirlerini
çekerler. Bu sırada aşağıdaki tekerlemeyi söylerler:
Fış
fış kayıkçı
Kayıkçının
küreği
Hop
hop eder yüreği
Akşama
fincan böreği
Bizim
evde et var
Bir
yaramaz Tekir var
Tekir
eti yerse
Annem
beni döverse...
Tekerleme
bittiğinde her iki oyuncu da ellerini gözlerine götürerek, ağlama taklidi
yaparlar.
OYUNLA BİRLİKTE VEYA OYUN SONUNDA
SÖYLENEN
DİĞER TEKERLEMELER
Ah
benim turnam
Yeşil
başlı turnam
Otur
desem oturur
Kalk
desem kalkar
Büzülüncü
büzülür
Süzül
desem süzülür
Ellerimizle
şap şap şap
Ayaklarımızla
rap rap rap
Bir
sağa, bir sola
Dans
edelim kol kola
Babam
yoğurt getirdi
Kedi
burnun batırdı
Kedi
seni tutarım
Bıyığını
yolarım
Aksaray'ın
kilidi
Sana
vuran kim idi
Amcam
oğlu Musacık
Kolu
budu kısacık
Şimdi
gelir görürsün
Güle
güle ölürsün
-
Komşu, komşu!
Huuu!..
Oğlun
geldi mi?
-
Geldi.
-
Ne getirdi?
-
İnci boncuk.
-
Kime kime?
-
Sana bana.
-
Daha kime?
-
Kara kediye.
-
Kara kedi nerde?
-
Ağaca çıktı.
-
Ağaç nerde?
-
Balta kesti.
-
Balta nerde?
-
Suya düştü.
-
Su nerde?
-
İnek içti.
-
İnek nerde?
-
Dağa kaçtı.
-
Dağ nerde?
-
Yandı bitti
Kül oldu...
Yağ
yağ yağmur
Teknede
hamur
Tarlada
çamur
Ver
Allah'ım ver
Selli
selli yağmur
Yağmur
yağıyor
Seller
akıyor
Arap
kızı
Camdan
bakıyor
Mustafa
mistik
Arabaya
kıstık
Bir
mum yaktık
Seyrine
baktık
Hacı
nine kına döver
Ben
bilirim kimi sever
Altın
paşayı sever
Altın
paşa çardakta
Gümüş yüzük
parmakta
Minarede
bir kuş var
Kanadında
gümüş var
Eniştemin
cebinde
Türlü
türlü yemiş var
Yemişimi
yediler
Bana
cüce dediler
Vallahi
yemem, billahi yemem
Ben
bu işten vazgeçmem.
Top
top kadife
Kızın
adı Latife
Oturmuş
halı dokur
İçinde
bülbül okur
Bir
tabak gülüm olsa
İki
kardeşim olsa
Biri
ay, biri yıldız
Biri
oğlan, biri kız
Hastayım
hasta
Canım
ister pasta
Kalk
gidelim dansa
Dansta
yersin pasta
Kuzu
kuzu me
Bin
tepeme
Haydi
gidelim
Ayşe
Teyze'me
Saksağan
sek sek
Kuyruğu
tümsek
Kuyruğuna
binelim
Bizim
köye gidelim
Karga
karga "gak" dedi
"Çık
şu dala bak" dedi
Çıktım
baktım o dala
Bu
karga ne budala
Karga
fındık getirdi
Fare
yedi bitirdi
Onu
tuttu bir kedi
"Miyav"
dedi, "av" dedi
Gıt
gıt gıdaaak
Yumurtam
sıcaaak
İnanmazsan
gel de bak
Evli
evine
Köylü
köyüne
Kimin
evi yoksa
Sıçan deliğine
Tekerleme Konulu Diğer Başlıklarımız
Masal Tekerlemeleri
Dil Tekerlemeleri (Yanıltmacalar)
Sayışma Tekerlemeleri
Okul Öncesi Çocuklarına Tekerlemeler
Tekerleme Konulu Diğer Başlıklarımız
Masal Tekerlemeleri
Dil Tekerlemeleri (Yanıltmacalar)
Sayışma Tekerlemeleri
Okul Öncesi Çocuklarına Tekerlemeler
güzel ama bilindik mlseff
YanıtlaSilMASAL TEKERLEMELERİ
YanıtlaSilDinleyicilerin dikkatini çekmek için masalların özellikle giriş bölümlerinde söylenen farklı uzunluktaki tekerlemelerdir. Masalın düğüm ve çözüm bölümlerinde de tekerleme söylenir. Tekerleme masala başlarken, anlatıcının maharetini ortaya koyması açısından da önem taşır.
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Develer top oynarken
Eski hamam içinde
Horozlar tellal iken
Pireler hamal iken
Ben anamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
Anam düştü beşikten
Babam düştü eşikten
Biri kaptı maşayı
Dolandım dört köşeyi.
Orda ne var dediler
Bir köy kurmuş keçiler
Kurt köye muhtar olmuş
Elini veren kolunu almış
Diken verenin gülünü almış
Damla verenin selini almış
Kovan kovan balını almış
Bir kurtmuş ki sormayın
Talkım vermiş ele
Salkımı almış ele
İlk lokmayı aşırmış
İkincisinde çomar
Karşısına dikilmiş
Kapanmış mı kapılar
Kapıyı bırakıp
Sapı yutmuş
Balı bırakmış
Hapı yutmuş.
Evvel zaman içinde
Kalbur zaman içinde
Deve tellal iken
Sinek berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
O yalan bu yalan
Fili yuttu bir yılan
Bu da mı yalan...
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Develer tellal iken
Kurbağa berber iken
Eski hamam içinde
Hamamcının tası yok
Külhancının baltası yok
Peştamalın ortası yok iken
Zaman o zaman idi ki
Bir bineğim var idi,
Pire yedeğim idi,
Çavdar kalkanım idi;
Çamlıbede, çamur dizde,
Yetmiş karga ayağa kalkar idi ki:
Ağa geliyor, diye.
Zaman zaman içinde,
Kalbur saman içinde...
Deve tellal iken
Eski hamam içinde.
Hamamcının tası yok,
Hamamın kubbesi yok
Çarşıda bir tazı gördüm
Boynunda baltası yok..
Var varadan, sor sonradan...
Destursuz bağa girenin hali budur, Padişahım...
Gittim bir şehre dedim: "Nine, soruş moruş"
"Oğlum, dedi, beş on kuruş..."
Sen handa yatmışsın,
Maraz tutmuşsun;
İliğin üzüktür,
Keyfin bozuktur;
Tek gözünle bakma bana,
Bir kızım var vereyim sana.
Dudu dilli, ince belli.."
Gittim baktım: Yerinden kalkmaz,
Allah'tan korkmaz
Kırk yaşındaki kız bana methettiği...
Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti.
Altı ay, bir güz gitti.
Kahve tütün içerek,
lale sümbül biçerek
gitti, gitti, bir arpa boyu yol gitti.
daa kısası yok mu yaaa :(
YanıtlaSildaha*
Silharika
YanıtlaSilhhhuuuu süper kardeşim gibi
YanıtlaSilBirdirbir oyunu tekerlemesi omer😭😭😭
YanıtlaSilSuper syper
YanıtlaSil