Her yıl 08 Ekim - 12 Ekim tarihleri arasında Ahilik Kültür Haftası kutlanmaktadır.
Ahilik bizim tarihimize Anadolu Selçuklular döneminde
başlamış ve Osmanlı Döneminde de devam etmiş önemli bir mirastır. Bir şehirde
bulunan esnaf, işyeri sahibi ve üretim sahiplerinin, zanaatkarların oluşturduğu
ortak meslek örgütleri bütünüdür. Şekil açısından günümüzdeki esnaf ve ticaret
odalarına benzetilebilir. Ancak, daha kapsamlı, kendilerine ait değerleri olan,
etkin denetim işlevi gören, standartlar oluşturan bir örgütler bütünüdür.
‘Ahi’ kelimesi arapça ‘kardeş’ demektir.
Abbasiler dönemindeki ‘fütüvvet’ (gençlik) örgütünden esinlenmiştir. Ancak
Abbasilerdeki fütüvvet örgütündekiler bir iş ve mesleği olmayan gençlerden
oluşmaktadır.
Ahilik örgütü ise bir iş ve meslek sahibi kişilerden,
zanaatlar ve üretim sahiplerinden oluşmaktadır.
Ahilik, kelime olarak, Arapça “kardeşim” anlamına
gelen “Ahî” kelimesinden gelmektedir. Bunun yanında, Ahî kelimesinin Türkçe
kökenli “Akı” kelimesinden geldiğini savunanlar da vardır. Akı kelimesi “eli
açık, cömert, yiğit” gibi anlamlara gelmektedir.
Anadolu halkının ekonomik ve kültürel yaşamında önemli
bir boyut oluşturan Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın,
hoşgörünün, bilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir. Bu anlamda
Ahiliğin, işçinin, çalışanın, üretenin, namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve
adaletli yönetimin simgesi olduğunu söyleyebiliriz.
Ahiliğin
temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz
- Ahilik, halka dönük bir kurumdur. Kendi ticaret
çıkarını diğer meslektaşlarından üstün tutmayan kişi mutluluğu halka hizmet
edip yararlı olmakta arar.
- Belli bir süre, bir iş basamağında kalarak
olgunlaştırılan yamak-çırak-kalfa-usta hiyerarşisi kurmayı ve bu basamaklarda
baba-evlat ilişkisi gibi öğreticiye candan bağlanmak suretiyle sanatı, sağlam
ahlaki ve mesleki temellere oturtmayı amaçlar.
Ahilik
geleneğine göre bir ahinin
- Alnı açık olmalı,
- Eli açık, cömert, yardımsever olmalı,
- Sofrası, kapısı açık olmalı, nesi varsa misafiriyle
paylaşmalıdır,
- Dilini yalandan, gıybetten, iftiradan bağlamalı,
- Gözünü ayıp aramaktan, elini haramdan bağlamalı,
- Belini bağlamalı, kimsenin namusuna göz
dikmemelidir.
Böyle güzel ilkelerle var olmuş olan Ahilik kurumumuz,
Osmanlılar döneminde lonca, gedik kuruluşları olarak devam etmiş;
Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte de esnaf teşkilatlarımız, yasal
düzenlemelerle çalışmalarına devam etmiştir. Bugün peştamal kuşanma yerine
diploma verilmekte, esnafın ve çalışan kesimlerin sosyal güvenlikleri
Devletimizin sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sağlanmaktadır. Esnafın ve
çalışanlarının hakları Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlikleri ve
Konfederasyonlarca korunmaktadır. Ahilerin kurduğu esnaf ve sanatkar
birliklerinin koyduğu ana ilkeler, daha sonraları bu alanda hazırlanan
yasaların ve tüzüklerin temelini oluşturmuştur.
Günümüzde, esnaf ve sanatkarların oluşturduğu
kurumlar; Ahiliğin insana değer veren, dayanışmayı özendiren ve adaleti
amaçlayan temel ilkelerinden yararlanmakta, insanlığın ortak erdemleri olan
sevgi, bilgi, dostluk, adalet ve dayanışma gibi değerlere önem vermektedir.
İşte,
daima “iyiyi, doğruyu, güzeli” benimsemiş olan Ahilik kurumunun bu yanlarını
yeni nesillere aktararak öğretmek amacıyla daha önce sadece Kırşehir’de
düzenlenen Ahilik Bayramı ın ülke geneline yayılması ve “Ahilik Kültürü
Haftası” adı altında kutlanması amacıyla 1988 yılında Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından hazırlanan Yönetmelik esas alınarak 15 yıldır bu anlamlı
gün kutlanmaktadır. Ahilik kurumunun
bilimsel platformda araştırılması ve tanıtılması amacıyla sempozyumlar beş
yılda bir düzenlenmektedir.
1988 yılına kadar Kırşehir Valiliğince ve sivil toplum
kuruluşlarının yanı sıra, Bakanlığımız tarafından da geleneksel olarak kutlanan
Ahilik Kültürü, Bakanlığımızca 02.07 1988 tarihinde hazırlanan ve 19860 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle resmi bir nitelik
kazanmış olup Merkez Yürütme Kurulu tarafından belirlenen iller tarafından Ekim
ayının 2. pazartesi gününden başlayarak bir hafta süren etkinliklerle
kutlanmaktadır.
- Esnaf ve sanatkârlıkta önemli bir sorun olan üretici-tüketici çıkar ilişkilerini, birbirleriyle sürtüşmeye düşmeyecek şekilde ayarlar.- İşe saygı ve çalışkanlık, yardımlaşma ve haksızlığın cezalandırılması da Ahilik kurumunun temel ilkeleri arasındadır.
Ahilik Kültürü Haftası İle İlgili Güzel Sözler, Özdeyişler, Vecizeler
- Birlikten kuvvet doğar.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
- İyiliğe iyilik her kişinin karı. Kötülüğe iyilik er kişinin karı.
- Tek kanatla kuş uçmaz.
8-12 Ekim Ahilik Kültürü Haftası İle İlgili Şiirler
Ahilik
Eskiden, Türklerde ahilik vardı,
Ahilik, kardeşlik demekti dostum;
Herkes birbirini sever, sayardı
Ahilik, mutluluk demekti dostum.
Yoksullar, garipler çok korunurdu,
Toplum, zalimlerden tüm arınırdı;
Halkta huzur, düzen hep aranırdı
Ahilik, disiplin demekti dostum.
Hiç kimse, kimsenin hakkın yemezdi,
Mal, can, namusuna hiç göz dikmezdi;
Hile, yalan, dolan nedir bilmezdi
Ahilik, dürüstlük demekti dostum.
Bolca kazanılır, bol harcanırdı,
Konuklar, garipler ağırlanırdı;
Yürekler, inançla sevdalanırdı
Ahilik, cömertlik demekti dostum.
Güçlüyken, affetmek, tüm şiarıydı,
Kızgınken, sabretmek, iftiharıydı;
Muhtaçken, vermenin bahtiyarıydı
Ahilik, yiğitlik demekti dostum.
Çıraklık, kalfalık, ustalık yolu,
Ahi esnafının, kutsal okulu;
Pirinden feyz alan, olurdu ulu
Ahilik, eğitim demekti dostum.
Ahi Evran idi, ulu pirleri,
Âlim Edebali, bundan birleri;
Bosna'dan Kırım'a var tesirleri
Ahilik, adalet demekti dostum.
Dilim, ne söylese, tarif edemez,
Güzelliklerini hiç tüketemez;
Günümüze, örnek olsun nice kez
Ahilik, fazilet demekti dostum...
Naim Yalnız
Ahilik Milletime Huzur Mutluluk Verdi
Ahilik kardeşliktir-taşır iyilik cevher
Saygı sevgi ve hürmet-yaşamaktır beraber
Atalar yüzyıllardır-kenetlenip ant içmiş
Birlik beraberlikle-tamamlanmış bütün iş
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Bu teşkilatımızı-özellikle kurmuşlar
Vatana saldıranın-karşısında durmuşlar
Sekiz yüz sene önce-Denizli’de temeli
Heyecanla atıldı-vardır bilin emeli
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Piri Ahi Evran’ dır-öz tabak ustasıydı
Deri işini yapar-bu işin hastasıydı
Esnafı birleştirdi-kararları koymuştur
Onun yanında olan-mutluluğa doymuştur
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Selçuklu Sultanının-çağrısı üzerine
Yirmi bin Ahi ile-koştu Konya yerine
Onlar birer esnaftı-seferde savaşçıydı
Tarih boyunca bir dost-yüreklerdedir adı
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Ahi birliklerini tarihte yeri büyük
Biz onlar sayesinde-üstümüzden attık yük
İlhanlı Beylikleri-Kayseri Kırşehir’de
Karargahı kurdular-son vermişlerdir derde
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Vatana Türk mührünü-vuranlar arasında
Önemli rol oynadı-odur ilk sırasında
Hacı Bektaş Mevlana-Geyikli Baba çokları
Öğretmen Hasan söyler-vermiştir itibarı
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Hasan Sancak
YAREN
Varıp girdim erenler otağına,
Selam verdin dedim erenler hu,
Kalktılar erenler hepsi ayağa,
Tek bir ağızdan dediler ki hu.
Eyledi erenler etrafı çember,
Dediler ey yaren eyle bir haber,
Dedim ki, gelirim taa ötelerden,
Dediler hoş geldin sen bize yaren.
Dedim ki, dinleyin hele erenler,
Bir od düşmüş yüreğime yanarım,
Sevdanın bağrında ateş içinde,
Dumanım tütmüyor hiç bir biçimde.
Ve dedim toplanın hele erenler,
Kulak verip bir dinleyin yarenler,
Var mı ki, bu derde derman bilenler?
Dediler ki, anlat hele ey yaren.
Dedim ki, kim bilsin benim halimi,
Geçmişim çölleri görmüşüm zulmü,
Sevdanın ateşi yakmış gönlümü,
Dediler ki, hele otur ey yaren.
Diz kırıp oturdum otaklarına,
Dediler bir şerbet getirin hele,
Dedim ki, sağ olun bire erenler,
Dediler afiyet olsun ey yaren.
İçmişim aşk şerbetini ezelden,
Düşürmedim sevda özünü dilden,
Dedim ki, gelirim ben gurbet elden,
Dediler hoş geldin sen bize yaren.
Dedim ki, bir tarif eyleyin hele,
Siz de, aşklar nasıl geliyor dile,
Seslenip dedim ki, ey eren söyle,
Dediler ey yaren sen tarif eyle.
Dedim ki, Mevlaya yol kalpten gider,
Neylerse Mevlam doğruyu eyler,
Mevla’dan gelene edilmez keder,
Dediler şükürler olsun yarenler.
Dedim ki, gezmişim nice illeri,
Bilen beni böyle bilsin erenler,
Hakkınız kalmasın eyleyin helal,
Dediler helal dır sana ey yaren.
Suat’ım ben nice kurak suladım,
Bıraktım Dünyayı Hakkı aradım,
Yaratan’dan ben huzuru diledim,
Dileğimiz kabul olsun erenler.
Suat Güney
Atalar yüzyıllardır-kenetlenip ant içmiş
Birlik beraberlikle-tamamlanmış bütün iş
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Bu teşkilatımızı-özellikle kurmuşlar
Vatana saldıranın-karşısında durmuşlar
Sekiz yüz sene önce-Denizli’de temeli
Heyecanla atıldı-vardır bilin emeli
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Piri Ahi Evran’ dır-öz tabak ustasıydı
Deri işini yapar-bu işin hastasıydı
Esnafı birleştirdi-kararları koymuştur
Onun yanında olan-mutluluğa doymuştur
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Selçuklu Sultanının-çağrısı üzerine
Yirmi bin Ahi ile-koştu Konya yerine
Onlar birer esnaftı-seferde savaşçıydı
Tarih boyunca bir dost-yüreklerdedir adı
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Ahi birliklerini tarihte yeri büyük
Biz onlar sayesinde-üstümüzden attık yük
İlhanlı Beylikleri-Kayseri Kırşehir’de
Karargahı kurdular-son vermişlerdir derde
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Vatana Türk mührünü-vuranlar arasında
Önemli rol oynadı-odur ilk sırasında
Hacı Bektaş Mevlana-Geyikli Baba çokları
Öğretmen Hasan söyler-vermiştir itibarı
Ahilik milletime-huzur mutluluk verdi
Yediden yetmişe dek-canlar murada erdi
Hasan Sancak
YAREN
Varıp girdim erenler otağına,
Selam verdin dedim erenler hu,
Kalktılar erenler hepsi ayağa,
Tek bir ağızdan dediler ki hu.
Eyledi erenler etrafı çember,
Dediler ey yaren eyle bir haber,
Dedim ki, gelirim taa ötelerden,
Dediler hoş geldin sen bize yaren.
Dedim ki, dinleyin hele erenler,
Bir od düşmüş yüreğime yanarım,
Sevdanın bağrında ateş içinde,
Dumanım tütmüyor hiç bir biçimde.
Ve dedim toplanın hele erenler,
Kulak verip bir dinleyin yarenler,
Var mı ki, bu derde derman bilenler?
Dediler ki, anlat hele ey yaren.
Dedim ki, kim bilsin benim halimi,
Geçmişim çölleri görmüşüm zulmü,
Sevdanın ateşi yakmış gönlümü,
Dediler ki, hele otur ey yaren.
Diz kırıp oturdum otaklarına,
Dediler bir şerbet getirin hele,
Dedim ki, sağ olun bire erenler,
Dediler afiyet olsun ey yaren.
İçmişim aşk şerbetini ezelden,
Düşürmedim sevda özünü dilden,
Dedim ki, gelirim ben gurbet elden,
Dediler hoş geldin sen bize yaren.
Dedim ki, bir tarif eyleyin hele,
Siz de, aşklar nasıl geliyor dile,
Seslenip dedim ki, ey eren söyle,
Dediler ey yaren sen tarif eyle.
Dedim ki, Mevlaya yol kalpten gider,
Neylerse Mevlam doğruyu eyler,
Mevla’dan gelene edilmez keder,
Dediler şükürler olsun yarenler.
Dedim ki, gezmişim nice illeri,
Bilen beni böyle bilsin erenler,
Hakkınız kalmasın eyleyin helal,
Dediler helal dır sana ey yaren.
Suat’ım ben nice kurak suladım,
Bıraktım Dünyayı Hakkı aradım,
Yaratan’dan ben huzuru diledim,
Dileğimiz kabul olsun erenler.
Suat Güney
0 yorum:
Yorum Gönder