10 Kasım Atatürk'ü Anma ve Atatürk Haftası
ile ilgili paylaşımlarınızda okullarımuzdaki öğrencilere , velililere ve
öğretmenlerimize sunacağımız güzel bir kutlama programı örneği... Etkinliğinize
uyarlayarak yeni bir kutlama programı hazırlayabilirsiniz.
I. SUNUCU
:
Rüzgar eser, saçların dağılmaz,
Yağmur yağar, gözlerini çürütmez,
Bizimle birlikte yaşarsın,
Seni kimse unutmaz.
Sen üşümezsin,
Sen yorulmazsın,
Sen ölmezsin, unutulmazsın,
Çünkü sen Atatürk’sün!
II. SUNUCU
:
Ata demek, tan demek,
Yürekte yatan demek,
Yaptığı devrimlerle
Yurdu yaşatan demek.
I. SUNUCU :
Sizleri, özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı sağlayan; yurt ve
millet bütünlüğünü koruyan, cumhuriyetimizin kurucusu, ilk cumhurbaşkanımız,
ulu önder Atatürk ve silah arkadaşları için bir dakikalık saygı duruşuna ve
ardından İstiklal Marşına davet ediyorum.
II. SUNUCU :
Bugün, kurtarıcımız, cumhuriyetimizin kurucusu, Türk
inkılabının yaratıcısı, ulu önder Atatürk’ün ölüm yıldönümüdür. Atatürk’ün
yaptıklarını bir kez daha hatırlamak, onu daha iyi anmak ve anlatabilmek için
buradayız.
Şimdi, Sayın …………………. “ Neden Atatürk?” adlı
konuşmasını yapmak üzere huzurunuza geliyor.
I. SUNUCU
:
Bin sekiz yüz seksen birde,
Türk’ün kader günü doğdu.
Renk değişti gökte,yerde,
Al bayrağın ünü doğdu.
Mustafa isimli cana,
Zübeyde olmuştu ana,
Yön versin diye cihana
Bu milletin şanı doğdu.
Tarihler ile Atatürk’ün hayatını sunuyoruz :
Erkek : Mustafa Kemal Atatürk, 1881’de
Selanik’te Ahmet Subaşı Mahallesinde doğdu. Anası Zübeyde Hanım, babası Ali
Rıza Efendi’dir. Atatürk’ün doğduğu yıllarda Osmanlı Devletinin durumu iyi
değildi. İçerde karışıklıklar, dışarıda düşman tehditleri vardı.
Zübeyde Hanım oğlu Mustafa’yı mahalle okuluna göndermek
istiyordu. Ali Rıza Efendi ise softalığa karşıydı, yeni düşüncelere saygı
besliyordu. Oğlunun Şemsi Efendi okuluna gitmesi taraftarıydı. Mustafa, önce
ilahilerle mahalle okuluna yazıldı. Birkaç gün sonra da Şemsi Efendi’nin
okuluna girdi, bu okulu çok sevdi. Mustafa çok meraklıydı, planlı ve düzenli
çalışırdı. Hareketleri kısa ve kesindi, ağırbaşlıydı, şakayı severdi, sorunları
akıl ve mantığıyla çözerdi.
Kız : Mustafa
bir süre sonra babasını yitirdi, okulunu bitirmeden Selanik’ten ayrıldılar.
Dayısının Langaza yakınlarındaki çiftliğine taşındılar. Burada kız kardeşiyle
tarla bekçiliği yaptılar. Dünyaya araştırıcı, inceleyici bir gözle bakıyordu,
büyük bir okuma isteği duyuyordu. Çiftlikte öğrenim sorununa çözüm bulunamadı,
tekrar Selanik’e döndüler.
Erkek : 1893’te gizlice Selanik Asker
Ortaokulu sınavlarına girdi, parlak bir başarı kazandı ve kendi yolunu çizmiş
oldu. Subay sınıfı ülkenin seçkin tabakasıydı. Askerlik okulları öğrencilerine
askerlik bilgisi yanında tarih, ekonomi, felsefe dersleri de veriyordu.
Mustafa, daha ilk günlerinde öğretmenlerinin beğenisini
kazandı, ilgilerini çekti. Matematik öğretmeni Mustafa’ya olgun anlamına gelen
“Kemal” adını taktı. Böylece adı Mustafa Kemal oldu.
Kız :
1895’te Askeri Ortaokulu bitirdi. Manastır Askeri Lisesine girdi. Öğrencilik
yıllarında Osmanlı Devletinin gerileme nedenlerini tam ve doğru olarak öğrendi.
Erkek : 13 Mart 1899’da Harp
Okuluna girdi, özgürlük ve vatan duygularını geliştirdi, kendini iyi
yetiştirdi. Çok okumaktaydı.
Kız : 1902’de
Harp Akademisine girdi.
Erkek : 11 Ocak 1905’tekurmay
yüzbaşı olarak orduya katıldı ve Şam’da görev aldı.
Kız : 1906
yılında Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu. Amaç Anadolu’da yeni bir
devlet oluşturmaktı. Çünkü Osmanlı yöneticileri gaflet içindeydi.
II. SUNUCU :
Türklük gerilemiş, çaresiz kalmış,
Götürmüşken üç kıtaya şeref ve şan,
Kalmış bir sultanın keyfine işler,
Nice yıllar olmuş, Türklük perişan…
Erkek : 23 Temmuz 1908’de
meşrutiyetin ilan edilmesi için çalışmalar yaptı.
Kız : 1909’da
31 Mart ( 13 Nisan) olayını bastıran Hareket Ordusunun kurmay subayı oldu.
Erkek : 27 Kasım 1911’de
binbaşılığa yükseldi.
Kız : 9
Ocak 1912’de Batı Trablus Savasını yönetti.
Erkek : 27 Ekim 1913’te Sofya Askeri
Ataşeliğinde bulundu.
Kız : Yıl
1915… Ufuklar kararmakta… Sömürgeler kabaran iştahlarıyla ve tüm güçleriyle
saldırdılar Türk yurduna, yurdumuzu paylaşmak, milletimizi yok etmek için.
Erkek : Mustafa Kemal hemen görev
istedi ve 2 Şubat 1915’te Tekirdağ’daki 19. Tümeni kurdu.
Kız : Düşman
yüklenmişti Çanakkale’ye denizden ve karadan…
I. SUNUCU :
Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahut kafesi
Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer,
Yedi iklim-i cihanın duruyor karşısında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun Kanada !...
…
Öteden saikalar parçalıyor afakı,
Beriden zelzeleler kaldırıyor amakı,
...
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O, ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak…
Saçıyor zırha bürünmüşte o namert eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller,
Veriyor yangını durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler,
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Erkek : 25 Nisan 1915’te Mustafa
Kemal ve kahraman ordumuz destanlar yazdırdı.
Kız : 1
Haziran 1915’te Mustafa Kemal albaylığa yükseldi.
Erkek : 9 Ağustos 1915’te
Anafartalar Grup Komutanı oldu.
Kız : 10
Ağustos 1915’te Anafartalar Zaferini kazandı.
Erkek : 1 Nisan 1916’da general
oldu.
Kız : 6
Ağustos 1916’da Bitlis ve Muş’u düşman elinden kurtardı.
Erkek : 20 Eylül 1917’de
memleketin ve ordunun durumunu açıklayan ve yapılacak işleri gösteren bir rapor
hazırladı, hükümete sundu.
Kız : 26
Ekim 1918’de Güney Cephesinde düşman ilerleyişini durdurdu.
Erkek : Bir yanda Mehmetçiği
tırpan tırpan biçen mermiler… Yıllarca süren kanlı, acılı savaşlar… Bir yanda
soğuk, açlık ve cephede kırılan ana kuzuları… Gencecik fidanlar… Ve geride
kalan gözü yaşlı eşler, çocuklar, analar, babalar…
Bütün millet yorgun, sıkıntı ve yokluk içinde…
Kız : 31
Ekim 1918’de Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanı oldu.
II. SUNUCU
:
Ordular her yanda yenilmiş kardeşim,
Kan ağlar beş cepheden memleket.
Çekilmiş gibi Tanrım,
Bir ara üstümüzden,
Sessizliğim büyümüş,
Sağır yerler, gökler,
Sağır be hey!..
Mütareke yapmış sultan,
Can uğruna pare pare etmiş vatanı.
Kaçmış gitmiş güvendiğim paşalar hep,
Yurt açık kalmış,
Çökmüş omuzlarıma yedi düvelin zoru,
Ağır be hey!..
Bilirim yorgunsun, nice savaş yıllarından,
Ayağın Hicazda kalmış, kolun Kafkas’ta.
Belki başında kopmuştur.
Ama hemşerim göğsün var ya,
Neden sesin çıkmaz,
Bağır be hey!..
I. SUNUCU
:
Atım acından hasta, çalmışlar kılıcımı,
Üşürüm…
II. SUNUCU
:
Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mu dur kurtaracak bahtı kara maderini?
I. SUNUCU : Vatan
parçalanıyor, kırılıyor milletin gururu… Ruhlara bir kabus çöküyor… Gözlerden
akıyor umutsuzluk yaşları… millet, ağlıyor için için…
II. SUNUCU
:
Türkiye kandan olmuştu al al,
Düşmanlar yurdu etmişti
işgal,
Seni beklerdi matemli hilal…
Mustafa Kemal, Mustafa Kemal!
Erkek : 13 Kasım 1918. Mustafa
Kemal İstanbul’a dönüyor ve boğazdaki düşman gemileri arasından
geçerken
“Geldikleri gibi giderler.” diyor. O, umudunu yitirmemiştir…
Kız : 30
Nisan 1919. Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişliğine atanıyor.
Erkek : 16 Mayıs 1919. Mustafa
Kemal bir vapur ile İstanbul’dan ayrılıyor .
I. SUNUCU
:
Yıl 1919…
Mayısın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını,
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren,
Al yüzlü doğan güneş!
Yıl 1919…
Mayısın on dokuzu.
Ufukta bir gemi var,
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi…
II. SUNUCU : Bu gemi Bandırma
Vapurudur.
ŞİİR
:
Tekmil Anadolu ayakta,
Bu gelen Bandırma Vapuru,
Mustafa Kemal’in bakışı,
Göklerden duru.
Boz kalpağını hele bir çıkarsın Mustafa Kemal,
Altın saçlarını pırıl pırıl uçursun rüzgarda.
Mustafa Kemal’in elbisesi
Rütbesiz, nişansız…
Ve avuçlarında
Kaderi yazılmış Türkiye’nin.
Karadeniz sereserpe uzanmış önünde,
Bandırma Vapuru yavaş yavaş yol alır,
Gazi Anadolu’m divan durmuş bekleşir.
Mustafa Kemal geliyor…
Vapur yaklaşır, yaklaşır…
Saygı gösterir dağlar taşlar,
Selam verir Gazi Anadolu’m.
Bandırma Vapurunun içinde
Güneşten süt emmiş,bir barışın kahramanı var.
Mustafa Kemal, ölümsüz kahraman,
Sen Samsun’a ayak bastığın an,
Al bir bayrak gibi açılıp rüagarlarınla
Dalgalandı vatan!
I. SUNUCU : Mustafa Kemal,
Samsun’a çıkar çıkmaz milleti örgütlemeye çalıştı.
Kız : 21
Haziran 1919. Amasya Genelgesini yayımladı
II. SUNUCU : “Vatanın bütünlüğü,
milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim
ve kararı kurtaracaktır. Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir
kongre toplanacaktır. Her ilden, milletin güvenini kazanmış üçer delegenin en
kısa sürede yola çıkarılması gerekmektedir.”
Kız :
8-9 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal askerlikten ayrılır.
Erkek : 23 Temmuz 1919’da Erzurum
Kongresine katılır ve kongre başkanı seçilir.
Kız : Erzurum
Kongresinde şu kararlar alınmıştır :
I. SUNUCU : “Milli sınırlar
içinde vatan bir bütündür, bölünemez. Her türlü yabancı saldırı ve Osmanlı
Devletinin dağılması durumunda birlikte savunma yapılacaktır. İstanbul Hükümeti
vatanın bağımsızlığını sağlayamaz ve koruyamaz ise geçici bir hükümet
kurulacaktır. Yurtta her işi milli güçler yapacak, milli istek egemen
olacaktır.”
II. SUNUCU
:
Dağlar uçurdu beni, eğildi yere,
Yurdumun yolları ulaştırdı beni,
Tez elden ereğe.
Ön düşüncem,
Özgürlüktü.
Son düşüncem :
Ya özgürlük ya ölüm.
Böylece halkımla birlikte olup yürüdüm.
…
Umut dolu,
Aydınlık sahalara…
Sonra dadaşlar arasında Erzurum’da,
Seğmenlerle Sivas!ta.
Erkek : 4 Eylül 1919’da Sivas
Kongresi toplandı. Burada Erzurum Kongresinde alınan kararlar aynen benimsendi,
kurulan, hakları koruma dernekleri bir isim altında birleştirildi. Bir de
temsil heyeti seçildi. Mustafa Kemal temsil heyetinin başkanlığına
getirildi. Sivas’tan Ankara’ya geçildi.
II. SUNUCU
:
Mustafa Kemla varmıştı Ankara’ya,
İnsan, insan,
Burç, burç,
Ankara büyümüştü.
Kız : 27
Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa Ankaralılara şöyle seslendi :
“Merhaba Ankara hemşehrileri!.. Yanınıza geldik, yanınızdan
gitmeyeceğiz. Hep birlikte Milli Kurtuluş Cephesini güçlendireceğiz. Yeni Türk
devletini burada kuracağız, her işimizi Anadolu’ya göre düzenleyeceğiz.”
Erkek : 12 Ocak 1920’de Milli Ant
bütün dünyaya duyurulur :
“Mondros Ateşkes Antlaşması sınırında kalan Türk yurdu
bölünemez bir bütündür. Tam bağımsızlık için kapitülasyonlar kalkmalıdır.
Komşularımızda bulunan Türk azınlığa verilen haklar kadar ülkemizdeki
azınlıklara hak verilecektir.”
Kız : 16
Mart 1920’de İstanbul işgal edildi. Mebuslar Meclisi dağıtıldı. Böylece Osmanlı
Devleti fiili olarak ortadan kalkmış oluyordu.
I. SUNUCU
:
Ağır gelir, gayrı ağır gelir,
Düşmanlar heybetime.
Sultanıma hükmeder,
Vatanımdan fazla.
Utanırım of,
Utanırım ama
Yetmez.
Düşman gücünden değil, hâşâ çöküşümüz,
700 yılın doruğunda of,
Kıydılar devletime.
Erkek : Yıl 1920. Nisanın yirmi
üçü… İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da toplandı. Egemenlik kayıtsız,
koşulsuz milletindir.Milli Meclis, ülkenin ülkenin işlerine el koyarak hedefini
çizdi.
Kız – Erkek : YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!..
Kız : 9-10Ocak
1920, Birinci İnönü, 1 Nisan 1920, İkinci İnönü Savaşları kazanıldı.
Erkek : 5 Ağustos 1921. Mustafa
Kemal Paşa’ya Başkomutanlık görevi verildi.
Kız : 22
Ağustos – 13 Eylül 1921’de Sakarya Savaşı kazanıldı. Bu savaş sırasında :
Erkek : 19 Eylül 1921’de Mareşal
rütbesi ve Gazi unvanı verildi.
Kız : 26
Ağustos 1922. Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu yönetti.
Erkek : 30 Ağustos 1922. Gazi
Mustafa Kemal, Başkomutanlık Meydan Savaşını kazandı.
II. SUNUCU
:
…
Genç, ihtiyar,
Atlı, yaya,
Koşuverdik cephede savaşmaya.
Keskin nişancıları,
Pötürge’nin, Yozgat’ın,
Bir kalp gibi çarptılar Ege’de efelerle.
Sürdük, çıkardık düşmanı yurttan,
Döktük denize.
Kız : 10
Eylül 1922. Gazi Mustafa Kemal İzmir’e girdi.
Erkek : 11 Ekim 1922. Mudanya
Silah Anlaşması imzalandı.
I. SUNUCU
:
Asıl zorlu savaş
Şimdi bekliyordu bizi.
Gerçekten, temelden ,kökten kurtuluş için.
Düşüncelerimizde, duygularımızda, alışkanlıklarımızda,
Kendi kendimizle, kendi karanlığımızla kıyasıya savaşmalıydık.
Uzun geceler bitmeliydi,
Silkinip atılmalıydı, sabaha ulaşmalıydık.
Kim uyutmuştu,
Kim efsunlamıştı koca ulusu?
Silkinip atılmalıydı, yüzyılların paslı uykusu…
II. SUNUCU
:
Toprak kabardı,
Bayrak dalgalandı,
Yeni seslerin adımlarıyla doldu yer.
İlk adam,
Mavi gözlerle baktı toprağa,
Toprağın haritasını çizdi bayrağa.
Ve sildi parça parça güneş dilimleriyle,
Sarayla sultan adını.
Kız : 1
Kasım 1922. Saltanat kaldırıldı.
Erkek : 24 Temmuz 1923. Lozan
Barış Anlaşması imzalandı.
Kız : 13
Ekim 1923. Ankara başkent oldu.
Erkek : Yıl 1923. Ekimin yirmi
dokuzu…
I. SUNUCU
:
İlk adam,
Mavi gözlerle baktı toprağa.
Toprağın haritasını çizdi bayrağa.
O yazdı alın yazımızı,
Ve bağırdık bütün gücümüzle,
Gök gibi açınca ağzımızı :
Cumhuriyet!...
SUNUCULAR – KIZ – ERKEK : CUMHURİYET!.. CUMHURİYET!..
II. SUNUCU :
Çünkü
: Cumhuriyet; özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu…
I. SUNUCU : Cumhuriyet yönetimi,
ulusumuzun rahat ve daha iyi yaşaması, çağdaş olması için pek çok önemli
yenlikler getirdi :
Yorgunluk, yoksulluk, esaret, zillet,
Kalktı yavaş yavaş, her türlü illet.
Fikirde, sanatta uyandı millet,
Kafa yenilendi, kol yenilendi.
Kız :
Cumhuriyetin ilanından sonra cumhuriyete gölge düşürecek, ilerlemeye engel
olacak, bizleri utandıracak olan her türlü engel ortadan kaldırıldı.
Erkek : 3 Mart 1924’te halifelik
kaldırıldı, medreseler kapatıldı, öğretim birleştirildi. 24 Ağustos 1924’te
tekkeler ve türbeler kapatıldı, böylece inanç ve bilim özgürlüğüne giden yol
açılmış oldu. Artık çağdaş düşünceler yok edilemeyecek, vicdanlar baskıdan
kurtulacak, toplum özgür olacaktır.
Kız : Ben
Hukuk İnkılabıyım. Benimle 8 Nisan 1924’te Şeriye Mahkemeleri kalktı. 5 Kasım
1925’te Ankara Hukuk Fakültesi açıldı. 17 Şubat 1926’da Medeni Kanun
benimsendi. 1 Mart 1926’da Ceza Yasası, 28 Haziran 1926’da Ticaret Yasası kabul
olundu.
Hukuk İnkılabı sizlere akılcı, özgür düşünceye bağlı
kurallar getirdim, bunun yolunu açtım. Yabancıların iç işimize karışmasını
önledim. Uygarlığın ve gelişmenin yolundaki engelleri temizledim.
II. SUNUCU
:
Değiştik her yönde bütün biz Türkler,
Atıldı başlardan külahlar, börkler.
Soyuldu sırtlardan abalar, kürkler,
Şapka yenilendi, şal yenilendi.
Erkek : 24 Ağustos 1925.
Benimsenen yasa ile Türk milletine, özgürlüğe, bilime açık ve çağdaş bir
görünüm kazandırıldı.
I. SUNUCU : Kasabada,
köyde okullar kurduk,
Yediden yetmişe tahsile girdik,
Hurafeye çoktan nihayet verdik,
Elif yenilendi, dal yenilendi.
Kız : Ben
Yazı İnkılabıyım. Yüzyıllarca Arap yazısını kullandınız. Herkesi okur- yazar
yapamadınız. Herkes okur-yazar olamadıkça çağdaş uygarlığa erişilemezdi. Bu
nedenle 3 Kasım 1928’de Türkçe’ye uygun bir alfabe hazırlandı ve benimsendi.
Böylece herkesin okuyup yazması kolaylaştırıldı. Yazı İnkılabı sayesinde Türk
milleti uyandırıldı. Bu inkılap gerçekleri görmeyi sağladı. Demokrasiyi
uygulamak ve iyice yerleştirmek için Yazı İnkılabı zorunluydu.
Erkek : Atatürk’e 24 Kasım
1928’de Başöğretmen unvanı verildi.
II. SUNUCU
:
Medeniyet, köşe köşe uzandı,
Güzel eserlerle her yer bezendi.
Türklük benliğini tekrar kazandı,
Takvim yenilendi, dil yenilendi.
Kız :
Ben Yazı İnkılabının kardeşi, Dil İnkılabıyım. Türkçe yabancı sözcükler
arasında boğulmak üzereydi. Oysa bir toplumun birliği, bütünlüğü ve sonsuza
kadar yaşaması için kendi dilini koruması, onu güzelleştirmesi zorunludur.
Dilini koruyup ilerletemeyen milletlerin kültürleri, geçmişleri ve yaptıkları
unutulur gider. Zamanla kendileri de eriyip yok olurlar. Kısaca dil bir
milletin kimlik kartıdır. Onun için Atatürk, 12 Temmuz 1932’de Türk Dil
Kurumunu kurdu. Dil Kurumu çeşitli araştırmalar ve çalışmalar yaptı. Türkçe’nin
kurallarını belirledi, dilin içindeki yabancı sözcükleri temizledi, dilimizi
zenginleştirdi, bilim ve sanat dili durumuna yükseltti.
Dil İnkılabı sayesinde özgür düşünce ortamı hazırlandı.
Milli güven ve kimlik güçlendi.
I. SUNUCU
:
Ulu,
Kökten bir çınarım.
Kaybolmuş benliğimden dönmüşüm,
Kendi kendime.
Yönelmişim çağdaş uygarlığa, dolu dizgin,
İnsancıl gücümle.
Erkek : 15 Nisan 1931. Türk Tarih
Kurumu kuruldu. Türklerin geçmişi derinlemesine araştırıldı. Türklerin insanlık
tarihiyle eşit bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkarıldı. Türkler bu süre
içinde çok önemli uygarlıklar yaratmışlardı. Hep bağımsız devletler kurmuşlar,
özgür yaşamışlardı.
Tarih İnkılabı, Türk milletine milli kimlik bilinci verdi.
Kendine güvenme ve övünme kaynağı oluşturdu, bağımsızlık tutkusu aşıladı.
Kız :
Atatürk, 29 Ekim 1933’te Onuncu Yıl Nutku’nu okudu.
II. SUNUCU :
Bildik ki her gönül hürriyet özler,
Kaldırdık peçeyi, açıldı yüzler,
Erdi sosyal hakka kadılar, kızlar,
Miras yenilendi, mal yenilendi.
Erkek : 9 Aralık 1934’te benimsenen
yasa ile Türk kadını erkeğinin yanında ve toplum içinde gerçek yerini aldı.
Kadınlar, her meslek ve iş kolunda milletin kalkınmasına katılma olanağı buldu.
Bundan sonra yeteneğini, başarısını gösterdi. Türk kadınları en iyi koşullarda
yetişerek bilgili, kültürlü analar konumuna yükseldiler.
I. SUNUCU :
Cumhuriyet ulusta
Güvenliğin başıdır.
Yücelmeye yardımcı,
Geriliğe karşıdır.
Kız :
Ben Atatürk İnkılaplarının özü, temeli ve kaynağı olan laikliğim. Laiklik, din
ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması, Allah ile kul arasına başka bir
gücün girmemesidir. Türkiye Cumhuriyeti niçin laikliği seçmiştir? Çünkü laik
olmayan bir toplum cumhuriyetle yönetilemez. Laik olmayan devlet demokratik
olamaz.
Laiklik, düşünce yaşantımızda akıl ve bilimi egemen kılmak
için konmuştur. İlerlemenin, çağdaş olmanın, bilim ve teknikte gelişmenin yolu,
özgür düşünmekten ve akıldan geçer.
Erkek : Bağımsız yaşamak
istiyorsak, demokrasi ve cumhuriyetimizi korumak istiyorsak, bilim ve teknikte
gelişecek isek, özgür kalmak istiyorsak laiklikten ayrılamayız.
Kız : 24
Kasım 1934. Gazi Mustafa Kemal’e Atatürk soyadı verilir. Soyadı kanunu benimsenir.
Erkek : 31 Mart 1938. Atatürk’ün
hastalığı ile ilgili ilk resmi duyuru yapılır.
Kız : 15
Eylül 1938. Atatürk vasiyetnamesini hazırlatır.
Erkek : 10 Kasım 1938…
ŞİİR
:
ATATÜRK ARAMIZDAN AYRILIYOR
10 Kasım 1938
O sabah
Gök karardı birdenbire
Kuşlar kanat çırptı.
Yaprakları döküldü ağaçların.
O sabah
En acı ağıtını okudu felek.
Bir acı ağıt ki,
Dolaştı yeryüzünü
Doğudan batıya
Kuzeyden güneye dek.
Bir acı ağıt ki,
Toprak kulak verdi,
Sular ürperdi,
İç geçirerek.
O ölmez olandı,
Mustafa Kemal’di adı.
Son kere çaldı kapısını ölüm,
Başı düştü yastığa
Ve kalkamadı.
Yıl 1938
Kasım on.
Dokuzu beş geçiyor saat.
Ve o, Kocatepe’de
Bir çadırdan bir çadıra geçer gibi
Rahat
Ve cesur
ÖLDÜ.
II. SUNUCU :
Dört nala uçan
Bir atlı gibi
Nerde o altın başlı kumandan?
O, beyle bey, işçiyle işçi,
Bir kurşun gibi ilerde
İzmir’e sancak gibi girişi.
Nurlar içinde mi şimdi aslan?
Tanrı’nın rahmeti üstüne olsun,
Atatürk adlı kahraman.
I. SUNUCU : Atatürk yeni bir
vatan, çağdaş bir millet bırakarak ayrılmıştır aramızdan. Atatürk,
yaptıklarıyla, konuşmalarıyla, davranışlarıyla cumhuriyet ve demokrasiye
bağlılığı, akıl ve bilim yolunda ilerlemeyi, çağdaş olmayı, çok çalışmayı,
yenilikleri benimsemeyi, halktan yana olmayı, devleti ve milleti güçlü kılmayı
istemiştir.
II. SUNUCU
:
Atatürk deyince aklıma,
Çalışmak gelir.
Zorlu savaşlarla, çetin işlere
Alışmak gelir.
İnsanca uygarca yaşamak için,
Kendi kendine yarışmak gelir.
0 yorum:
Yorum Gönder