A-
Archimedes' principle-Archimides prensibi : Bir sıvının kaldırma kuvveti yer değiştiren sıvı miktarı ile orantılıdır. Avogadro's number-Avagadro sayısı : 1 mol maddedeki molekül sayısıdır. 6.02x1023 molekül. Aberration-aberasyon : Bir aynadaki arıza veya ışınların lensten geçtikten sonra bir noktada toplanamaması, odaklanamaması.
Archimedes' principle-Archimides prensibi : Bir sıvının kaldırma kuvveti yer değiştiren sıvı miktarı ile orantılıdır. Avogadro's number-Avagadro sayısı : 1 mol maddedeki molekül sayısıdır. 6.02x1023 molekül. Aberration-aberasyon : Bir aynadaki arıza veya ışınların lensten geçtikten sonra bir noktada toplanamaması, odaklanamaması.
Absolute temperature scale-mutlak sıcaklık skalası :Sıcaklığın sıfır olduğu nokta. Sıcaklık derecedeki bölmelendirilmiştir. Birimi Kelvin.
Absolute zero-Mutlak sıfır : En düşük sıcaklık değeri; 0 K, -273!C, veya -459!F.
Absorption spectrum-soğurma spektrumu : Bazı dalga boylarının gaz ortamları tarafından soğurulması.
Acceleration-ivme : Hızın zamana göre değişimi.
Activity-aktiflik : Bir çekirdeğin zaman bağlı olarak bozunması.
Ağırlık : Bir maddeye etki eden yerçekimi kuvvetine ağırlık denir.
Akümülatörün deşarjı : Akümülatörler boşalırken kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çevirirler. Buna akümülatörün deşarjı denir.
Akümülatörün şarjı : Akümülatörler doldurulurken elektrik enerjisini kimyasal enerjiye çevirirler. Buna akümülatörün şarjı denir.
Alloy-Alaşım : Metallerin karışımı.
Alpha (a) radiation-Alfa radyasyonu : Bir çekirdeğin ortama alfa parçacıkları (helyum çekirdekleri) salması
Alpha particle-Alfa parçacığı : Çekirdeğinde 2 proton ve 2 nötron bulunduran parçacık.
Alternatif akım : Bir mıknatısın kutupları arasında oluşan manyetik alan içindeki iletken (bobin) döndürülecek olursa yönü ve şiddeti değişen bir akım elde edilir. Buna alternatif akım denir. Alternatif akım bir indüksiyon akımıdır. Alternatif akım elde edilen bu cihaza alternatif akım jeneratörü denir.
Ampere-Amper : SI birimlerinde elektrik akım birimi, saniyedeki 1 coulomb luk yük akışı.
Ampermetre : Elektrik akım şiddetini gösteren ölçü aletine denir. Ampermetreler devreye daima seri bağlanır. Akımı birimi amperdir.
Amplifikatör : Şiddeti zayıf olan elektrik enerjilerini karakterini değiştirmeden yükselten elektronik cihazlara denir. Amplifikatörlerin kendisine verilen akımın şiddetini artırması, sesin elektriksel yöntemlerle yükseltilmesini sağlar.
Amplitude-Genlik : Periyodik bir harekette denge konumundan maksimum uzaklık.
Anot : Pilin (+) ucuna bağlanan elektrota anot denir.
Angular momentum-Açısal momentum : Dönme momentumu. Bir nokta veya eksen etrafında dönen bir cismin açısal momentumu, çizgisel momentumunun dönme noktasına olan uzaklığı ile çarpımıdır. Dönen cisim bir hacime sahipse eylemsizlik momenti ile dönme hızının çarpımıdır.
Antinode-antinode : Duran bir dalganın bir hali, dalga girişimlerinin maksimum yer değiştirmeyi yapması:genlik.
Antiparticle-antiparçacık : A subatomic particle with the same-size properties as those of the particle although some may have the opposite sign. The positron is the antiparticle of the electron.
Astigmatism-Astigmatizm : Bir aynadan yansıyan veya lensten geçen ışık demetinin, ayna veya lensteki bir hatadan dolayı genişlemesi.
Atom : Bir elementin tüm özelliklerini taşıyan en küçük birim elemanı. Atom bir çekirdek ve onu çevreleyen elektron bulutundan oluşur. Atomun çekirdeği proton ve nötronlardan oluşmuştur.
Atomic mass-Atomik kütle : Atomik kütle biriminde atomun kütlesi, atomun çekirdeğindeki proton ve nötronların kütlelerini toplamı.
Atomic mass unit-Atomik kütle birimi : Atom ağırlıklarının nötr durumdaki karbonun atomunun ağırlığının yani nötron ve protonların toplam ağırlıklarının 1/12.
Atomic number-Atom numarası : Bir atomun çekirdeğindeki toplam proton sayısı veya atomun nötr durumundaki toplam elektron sayısı. Bu numarası atomun periyodik çizelgedeki yerini tanımlar.
Average speed-Ortalama hız : Alınan toplam yolun toplam zamana oranı.
B-
Basit Makineler : Günlük hayatta yaptığımız işleri kolaylaştıran makinelere basit makineler denir. Basit makinelerle işten kazanç sağlanamaz. Basit makinelerle kuvvetten veya yoldan kazanç sağlanabilir.
B-
Basit Makineler : Günlük hayatta yaptığımız işleri kolaylaştıran makinelere basit makineler denir. Basit makinelerle işten kazanç sağlanamaz. Basit makinelerle kuvvetten veya yoldan kazanç sağlanabilir.
Batarya : Bir düzen içinde bağlanmış birden fazla pile batarya denir.
Bernoulli's principle-Bernoulli prensibi : Bir sıvının akış hızı artıkça uygulayacağı basıncın azalacağını ifade eder.
British thermal unit-İngiliz ısı birimi : 1 pound suyun sıcaklığını 1 Fahrenheit artırmak için gerekli olan ısı miktarı.
Baryon-baryon : Spinleri 1U2, 3U2, 5U2, . . . nin katları şeklinde olan hadronlardır. Yaygın olarak bilinen hadronlar proton ve nötrondur.
Beats-girişim : Frekansları birbirine yakın iki dalganın genliklerinin üst üste gelmesi durumudur. Üst üste binen dalgaların ortak frekansı iki frekans arasındaki değişim kadardır.
Beta (b) radiation-beta ışıması : Çekirdeğin ortama elektron veya pozitron salarak yaptığı bir tip ışımadır (antielectronlar).
Beta particle-beta parçacığı : Radyoaktif bir maddenin ortama salmış olduğu elektron.
Bileşke kuvvet : Birden fazla kuvvetin yaptığı etkiyi tek başına yapan kuvvete bileşke kuvvet denir.
Binding energy-bağlanma enerjisi : Çekirdeği parçalamak için gerekli olan enerji veya bir sisteme bağlı olan parçacığın sistemden ayıracak olan enerjidir.
Black hole-kara delik : Kütlesel çekim kuvvetinin çok büyük olduğu hatta ışığı bile kendine çekebilen çok küçük kütleli sönmüş yıldızlardır.
Bottom : The flavor of the fifth quark.
Buoyant force : The upward force exerted by a fluid on a submerged or floating object. See Archimedes' principle.
C-
Celsius temperature-Celcius sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktaları arasının 100 eşit parçaya bölünmesini ifade eden sıcaklık skalası.
C-
Celsius temperature-Celcius sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktaları arasının 100 eşit parçaya bölünmesini ifade eden sıcaklık skalası.
Coercitive-Zorlama : Malzemenin, magnetik alandan etkilenerek içindeki magnetik momentlerini dış magnetik alana paralel hale getirmeye zorlanması.
Coriolis force : Dönen referans çerçevesinde ortaya çıkan hayali bir kuvvet. Hortum içindeki rüzgarın yönünü belirleyen kuvvettir.
Calorie-kalori : 1 gram suyun sıcaklığını 1 Celcius artırmak için gerekli olan ısı miktarı.
Camera obscura-kamera deliği : Sanatçılar tarafından görüntüler elde etmek için bir duvarında küçük bir delik olan oda.
Cathode ray-katot ışınları : Havası alınmış bir tüp içinde negatif elektrottan hareket eden elektron.
Center of mass-kütle merkezi : Bir nesnenin kütle denge noktası.
Centi-santi : 1/100 birimidir. 1 santimetre=1m/100
Centrifugal force-merkezkaç kuvvet : Dönen sistemlerde, sistem içindekileri etkileyen sanki kuvvet. Dönen sistem içindeki bir cisme etki eden kuvvet dönme eksenine dik ve yarıçap doğrultusundadır.
Centripetal-merkezcil : Merkeze doğru olan anlamındadır.
Centripetal acceleration-merkezcil ivme : Bir daire çevresinde dönen nesnelerin merkeze doğru yönelmiş olan ivme. r yarıçaplı daire çevresinde dönen cisim sabit bir çizgisel hıza sahipse merkeze yönelmiş olan ivmenin büyüklüğü v2/r dir.
Centripetal force-merkezcil kuvvet : Bir nesnenin yönünü değiştiren kuvvet. Çizgisel hızı sabit olan daire çevresinde dönen cisme etki eden merkeze doğru olan kuvvet mv2/r.
Chain reaction-zincirleme reaksiyon : Parçalanan bir çekirdeğin diğer çekirdeklerin parçalanmasına neden olması.
Change of state or phase-durum veya faz değişmesi : Maddenin bir durumdan diğer duruma geçmesidir. Katı halden sıvı hale veya sıvı halden gaz haline geçiş.
Charge-yük : Birbirleri ile elektriksel etkileşmeyi sağlayan nicelik.
Charged-yüklü : Pozitif veya negatif yüklü olma durumu.
Charm-çekici : Dördüncü kuarkın rengi.
Chromatic aberration-kromatik hata : Işığın farklı renklerinin (dalga boyları) değişik şekilde odaklanmasına neden olan lenslerdeki bir hata.
Coherent-uyumlu : Birden fazla kaynaktan çıkan dalgaların aynı dalga boyuna ve faza sahip olmaları durumu.
Complementarity principle-tamamlayıcı yasalar : Atomik düzeydeki özelliklerin tam olarak verilmesi. Elektron veya foton hem dalga hem de parçacık özelliği göstermesidir.
Complementary color-tamamlayıcı renk : Beyaz rengi oluşturacak renklerin karışımı.
Complete circuit-tam devre : Bir bataryanın bir ucundan diğer ucuna kadar akımın akmasının sağlanması.
Compound-bileşik : Kimyasal elementlerin karıştırılması ile oluşan özellikleri elementlerin özelliklerinden farklı olan madde.
Conduction, thermal-ısı iletimi : Atomların veya moleküllerin birbirleri ile çarpışması sonucunda ortaya çıkan ısısal enerjinin yer değiştirmesi.
Conductor-iletken : İçinde elektrik yükünün veya ısının kolayca hareket edebildiği malzemeler. Metaller iyi bir iletkendirler.
Conservation of angular momentum-Açısal momentumun korunumu : Bir sistemin net dış dönme momenti sıfır ise sistemin açısal momenti değişmezdir.
Conservation of charge-yük korunumu : İzole edilmiş bir sistemin toplam yükü korunumudur.
Conservation of energy-enerji korunumu : İzole edilmiş bir sistemin enerjisi değişmez.
Conservation of mass-kütlenin korunumu : Kapalı bir sistem içinde toplam kütle kimyasal olaylar olsa dahi değişmez.
Conservation of momentum-momentumun korunumu : Bir sisteme etki eden dış kuvvetlerin toplamı sıfır ise toplam çizgisel momentum korunur.
Conserved-korunumlu : Fiziksel bir niceliğin çeşitli çerçeveler içinde değişmez olduğunu tanımlar.
Convection, thermal-ısısal taşınma : sıvılar içindeki ısısal enerjinin taşınması, sıvının bir kısmının soğuması diğer kısmının ise sıcaklığının artması ile olur.
Coulomb : elektrik yükünün SI(Standart de Internationale) birim sistemindeki değeri 6.24x1018 protons.
Coulomb kuvveti : Atomun yapısındaki aynı tür yükler birbirini iter, zıt yükler birbirini çeker. Yükler arasındaki bu kuvvete Coulomb kuvveti denir. Coulomb kuvveti yüklerin büyüklükleri ile doğru, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır.
Covalent bonding-kovalent (eş) bağlanma : Atomların birbirlerine, elektronlarını paylaşarak bağlanmalarıdır.
Crest-tepe : Bir dalganın bozunmasında ortaya çıkan pik.
Critical angle-kritik açı : Yansıyacak bir yüzeye gelen ışının yüzey içinde kalmadan yüzeyden yansıyabileceği açı değeri.
Critical chain reaction-kritik zincirleme reaksiyon : Peş peşe parçalanma olayının başlayabilmesi için nötronun diğer parçaları etkileyerek parçalanmalarını etkileyeceği reaksiyon.
Critical mass-kritik kütle : Reaksiyonun bitmemesi için gerekli olan minimum kütle miktarı.
Crystal-kristal : Atomların veya moleküllerin üç boyutta periyodik yerleşim gösterdikleri malzemeler.
Curie : Saniyede 3.7x1010 tane parçacığın yok olduğu bir radyoaktif birimi.
Curie temperature-Curie sıcaklığı : Magnetik malzemelerin ferromagnetik fazdan paramagnetik faza geçtikleri sıcaklık.
Current-akım : Birimi (SI) Amper olan elektrik yüklerinin hareketidir.
Cycle-tekrarlanım : Aynı hareketin tekrar yapıldığı durumları açıklamak için kullanılır.
Ç-
Çevre : İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri dış ortama çevre denir.
Ç-
Çevre : İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri dış ortama çevre denir.
Çıkrık : Genelde kırsal kesimlerde tarla ve bahçe gibi yerlerde açılan kuyulardan su çekilmesine yarayan basit makinedir.
D-
Dispersion-bozulma : Işığın renk spektrumuna ayrılması. Işığın frekansından veya dalga boyundan dolayı hızının değişmesi.
D-
Dispersion-bozulma : Işığın renk spektrumuna ayrılması. Işığın frekansından veya dalga boyundan dolayı hızının değişmesi.
Doppler effect-Doppler etkisi : Periyodik bir dalganın, gözleyici, kaynak veya her ikisinin birden hareketinden dolayı frekansındaki değişim.
Daughter nucleus-evlat çekirdek : Bir çift çekirdeğin radyoaktif bozunmasından dolayı ortaya çıkan çekirdekler.
Definite proportions, law of-oran yasası : İki veya daha fazla elementin, kütleleri oranları sabit olmak üzere birleşik oluşturulması.
Dengeleyici kuvvet : Bileşke kuvvetin yaptığı etkiyi tek başına karşılayan (dengeleyen) kuvvete dengeleyici kuvvet denir. Bileşke kuvvete eşit şiddettedir. Bileşke kuvvet ile aynı doğrultudadır. Bileşke kuvvete zıt yöndedir. Bileşke kuvvetin uygulandığı noktaya uygulanır.
Density-yoğunluk : Malzemelerin, kütlelerinin hacmine oranını veren bir tür özelliği.
Diaphragm-diyafram : Bir lensten geçen ışığın miktarının ayarlandığı açılır-kapanır bir kapı.
Diffraction-kırınım : Dalganın bir kapıdan veya bir engel çevresinden geçerken saçılmasıdır.
Diffuse reflection-değişmiş yansıma : Pürüzlü bir yüzeyden ışınların yansımasıdır. Yansıyan ışın geldiği açıdan farklı açıda yansır.
Diopter-diopter : Bir ayna veya lensin odaklama ölçüsü, odaklamanın tersinin uzunluğu metre cinsinden verilir.
Direnç : Elektrik akımının geçmesine zorluk gösteren yani elektrik enerjisinin harcandığı elemana denir. Bunlar lamba, ütü, elektrik ocağı vb. cihazlar olabilir. Direncin birimi ohm ( W ) dur.
Disordered system-düzensiz yerleşmiş sistem : Diğerlerine göre yerleşiminde farklılaşmalar olan bir sistem.
Displacement-yer değiştirme : Dalga hareketinde (veya titreşicide) kaynaktan (veya nesneden) denge konumundan olan uzaklık.
Doğru akım : Herhangi bir basit elektrik devresine akım, pil veya akümülatörlerden sağlanır. Pil veya akümülatörün verdiği akım tek yönlüdür. Bu tür akıma doğru akım denir.
Düzgün doğrusal hareket : Bir doğru boyunca sabit hızla hareket eden cismin hareketine düzgün doğrusal hareket denir.
Düzgün hızlanan doğrusal hareket : Bir doğru boyunca sabit ivme ile hızlanan cismin hareketine düzgün hızlanan doğrusal hareket denir.
E-
Efficiency-etkinlik : Enerji girişine göre yapılan iş oranıdır. İdeal ısı makinesinde Carnot etkinliği 1 - Tc/ Th.
E-
Efficiency-etkinlik : Enerji girişine göre yapılan iş oranıdır. İdeal ısı makinesinde Carnot etkinliği 1 - Tc/ Th.
Elastic-elastik : Bir çarpışma veya etkileşme sonucunda kinetik enerjinin korunumudur.
Electric field-elektrik alanı : Bir yükün çevresinde oluşan ve bu yükün alanındaki yüklü parçacıklara etki eden kuvvettir.
Electric potential-elektriksel potansiyel : Elektriksel potansiyel enerjinin yüke oranına denir. 1 Coulomb luk pozitif yükü referansın sıfır olduğu bir noktadan herhangi bir noktaya getirilmesi esnasında yapılan iştir.
Electric potential energy-elektriksel potansiyel enerji : Yüklü bir parçacığı uzayın bir noktasından başka bir noktasına götürmek için yapılan iştir..
Electromagnet-elektromagnet : Demir çekirdeği saran telden oluşan bir magnettir. Elektromagnet, demir çekirdeği saran iletkene akım verilerek kullanılabilir.
Electromagnetic wave-elektromagnetik dalga : Elektrik ve magnetik alanların titreşiminden ortaya çıkan bir dalga. Elektromagnetik dalga boşlukta ışık hızıyla hareket eder.
Electron-elektron : Atomun temel parçacığı, bir leptondur.
Electron capture-elektron yakalanması : Bir atomun iç kabuklarındaki bir elektronun çekirdek tarafından yakalanarak yok olmasıdır. Oluşan evlat çekirdek nükleon ile aynı sayıda fakat bir proton eksiktir.
Electron volt-elektron volt : Potansiyel farkı 1 volt olan bir gerilim bölgesine düşen elektron veya protonun sahip olduğu enerjidir. 1.6 x 10-19 joule.
Elektrik akımı : Elektronların iletken içindeki hareketine elektrik akımı denir. Elektrik akımı, üretecin (+) ucundan çıkıp (-) ucuna girecek şekilde oluşur. Elektron akımı üretecin (-) ucundan çıkıp (+) ucuna girecek şekilde olur.
Elektrik akım şiddeti : Bir iletkenden birim zamanda (t) geçen yük miktarına (q) elektrik akım şiddeti denir.
Elektrolit : Elektrik akımını ileten sıvılara (içinde asit, baz ve tuz bulunan sıvılar) elektrolit denir.
Elektroliz : İletken bir sıvının elektrik akımı ile kendini oluşturan elementlere ayrılmasına elektroliz denir.
Elektromıknatıs : Bir manyetik maddenin (demir vb.) çevresine üzeri yalıtılmış tel sarılıp akım verildiğinde manyetik madde (nüve) mıknatıs haline gelir. Buna elektromıknatıs denir.
Elektromotor kuvvet : Bir üretecin uçları arasındaki farka elektromotor kuvvet (emk, V) denir.
Elektroskop : Cisimlerdeki yük varlığını ve türünü anlamamıza yarayan alete elektroskop denir.
Element-element : Farklı kimyasal özellikleri olmayan en küçük madde.
Emission spectrum-yayınım spektrumu : Atomun ısı veya elektrik akımı verilerek ortama değişik dalga boylarını yaymasıdır.
Enerji : Bir cismin ya da bir sistemin iş yapabilme kabiliyetine enerji denir.
Entropy-entropi : Bir sistemin derecesini belirten bir ölçü. Termodinamiğin ikinci yasası izole edilmiş bir sistemin entropisinin artacağını belirtir.
Equilibrium position-denge konumu : Cismin üzerindeki net kuvvetin sıfır olduğu konumdur.
Eşit kuvvetler : Yönleri ve şiddetleri eşit olan kuvvetlere denir.
Ether-eter : Işığın yayıldığı hipotez ortamı.
Euivalence principle-özdeşlik yasası : Uniform çekim alanındaki sabit ivme.
Exclusion principle-dışarlama ilkesi : İki tane elektronun kuantum sayılarından en azından birinin farklı olmasıdır. Bu ilke proton, nötron ve baryonlara uygulanır.
Eylemsizlik prensibi : Bir cisme hiçbir kuvvet etki etmez ise veya etki eden kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise, bu durumda cisim durgun halde ise durmaya, ilk hızı varsa sabit hızla hareketine devam eder. Buna eylemsizlik prensibi denir.
F-
Fahrenheit temperature-Fahrenheit sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktalarını 32 ve 212 değerleri arasında 180 bölmeye ayıran sıcaklık skalası.
F-
Fahrenheit temperature-Fahrenheit sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktalarını 32 ve 212 değerleri arasında 180 bölmeye ayıran sıcaklık skalası.
Field-alan : Uzay içerisinde belili bir yerin değerinin olması. Elektrik, yer çekim ve magnetik alanlarına bakınız.
First postulate of special relativity-özel göreliliğin birinci yasası : Eylemsiz gözlem çerçevesinde fiziğin bütün yasaları değişmezdir.
Fission-ayrışma : Ağır bir çekirdeğin hafif iki veya daha fazla çekirdeğe ayrılması.
Flaman : Elektrik ampulünün içindeki ışık veren kısma flaman denir. Bu tel helezon şeklinde sarılmıştır ve tungstenden yapılmıştır. Bu flaman erime noktası çok yüksek ve direnci çok büyük olan bir iletkenden (tungsten) yapılmıştır. Ampulün içi, daha fazla ışık vermesi ve ömrünün uzun olması için havası boşaltılmıştır. Camla kaplı kısmın içine azot ve argon karışımı gazlar koyulmuştur. Buna akkor Flamanlı lamba da denir.
Flavor-tip/renk : quark ın tipi: Yukarı, aşağı, acayip, renk, aşağı, alt veya üst.
Fluorescence-fluoresans : Malzemenin morötesi ışığa maruz kalması durumunda görünür ışık yayması olayı.
Focal length-odaklama uzunluğu : Ayna veya lensten odaklama noktasına olan uzaklık.
Focal point-odaklama noktası : Ayna veya lensin optik eksenine paralel olarak ışınları odaklamasıdır.
Force-kuvvet : İtme veya çekme. İzole edilmiş nesnelerin ivmeye sahip olmaları durumu. Birimi SI birim sisteminde Newton dur.
Frekans : Sesin yüksekliği frekansla belirtilir. Bir saniyede meydana gelen titreşim sayısına frekans denir. Titreşim sayısı arttıkça ses incelir. Titreşim sayısı azaldıkça ses kalınlaşır. Yetişkin bir insanın kulağı 20 ile 20.000 titreşim/saniye aralığındaki sesleri işitebilir.
Frequency-frekans : Belirli bir zaman diliminde tekrarlanan olayların sayısıdır. Periyodun tersidir. Birimi Hertz dir.
Fundamental frequency-temel frekans : Bir sistemin salınım yapabileceği minimum frekans değeri.
Fusion-birleşme : Hafif iki veya daha fazla çekirdeğin bir araya gelerek daha ağır çekirdek oluşturmaları.
G-
Galilean principle of relativity-Göreliliğin Galileo yasası : Eylemsiz sistem içerisindeki hareketler için yasaların değişmez olduğunu belirtmesidir.
G-
Galilean principle of relativity-Göreliliğin Galileo yasası : Eylemsiz sistem içerisindeki hareketler için yasaların değişmez olduğunu belirtmesidir.
Galvanoskop : Pusula tel sargı düzeneğine galvanoskop denir. Bu alet elektrik akımının varlığını tespit etmek için kullanılır.
Gamma (g) radiation-gama ışını : Radyoaktif ışınımın yüksek enerjili ışık şeklinde yayınlanması. Oluşan çekirdek, oluşturan çekirdek ile aynıdır. Frekansı X-ışınlarının ötesindedir.
Gas-gaz : Belirli bir şekli veya hacmi olmayan malzemeler.
Gauss-gauss : CGS birim isteminde magnetik alanın birimi. 10-4 tesla.
General theory of relativity-göreliliğin genel teorisi : Yerçekimi konusunu içine alan görelilik teorisi.
Geocentric model-jeocentrik model : Dünyayı merkez kabul eden evren.
Gerçek görüntü : Merceklerde kırılan ışınların kesişimi ile oluşan görüntülere gerçek görüntü denir. Gerçek görüntüler perde üzerinde görülebilir.
Gluon-gluon : Kuarklar arasındaki kuvvetlerden sorumlu olan değiş-tokuş parçacığı. Sekiz tane gluon vardır ve renklerine göre ayırım yapılır.
Gök gürültüsü :Gerek şimşek, gerekse yıldırım, ışık ile birlikte şiddetli bir ses meydana getirir. Bu sese gök gürültüsü denir.
Gök kuşağı : Yağmur yağarken su damlacıkları saydam birer su küresi şeklindedir. Bu saydam damlacıklara belli açılarla düşen ışık ışınları kırılarak renklerine ayrılır. Bu sırada gökyüzünde kırmızıdan mora kadar bir renk kuşağı oluşur. Buna gök kuşağı denir.
Gravitational field-yer çekim alanı : Yerçekimi kuvvetinin bir nesneyi saran uzayının içerisinde birim kütleye uygulanan kuvvettir.
Gravitational mass-yer çekim kütlesi : Bir parçacığın diğer parçacıklar arasında onların kütlesel çekim kuvvetlerinden etkilenmesi.
Gravitational potential energy-yer çekimi potansiyel enerjisi : Bir parçacığın yüksek bir noktadan potansiyelin sıfır kabul edildiği bir noktaya düşmesi için yerçekiminin yaptığı iştir.
Gravitational redshift-yerçekiminden dolayı kırmızıya kayma : Yerçekimi alanından dolayı elektromagnetik dalgaların frekansının azalması.
Graviton-graviton : Yerçekimi kuvvetinden sorumlu tutulan değiş-tokuş paçacıkları.
Gravity wave-yer çekim dalgası : Bir kütlenin ivmeli hareketinden dolayı ortaya çıkan dalga.
Ground state-temel durum : Kuantum mekaniğinde bir sistemin sahip olabileceği minimum enerji değeri.
Grounding-topraklama : Nesneleri elektrik yükü açısından nötralize/yüksüz hale getirmek için yapılan bağlantı.
Güç : Birim zamanda yapılan işe güç denir.
Gürültü : İnsan sağlığını olumsuz etkileyen ve rahatsızlık veren seslere gürültü denir.
H-
Hadrons-hadronlar : The family of particles that participate in the strong interaction. Baryons and mesons are the two subfamilies.
H-
Hadrons-hadronlar : The family of particles that participate in the strong interaction. Baryons and mesons are the two subfamilies.
Half-life-yarı ömür : The time during which one-half of a sample of a radioactive substance decays.
Halo-halo : A ring of light that appears around the Sun or Moon. It is produced by refraction in ice crystals.
Hareket : Bir cismin bir noktaya göre konumunun değişmesine hareket denir. Hareket daima gözlemcinin bulunduğu noktaya göre tanımlanır. Cisimler düzgün doğrusal yörüngelerde hareket edebilecekleri gibi, eğrisel ve dairesel yörüngelerde de hareket edebilirler.
Harmonic-harmonik : A frequency that is a whole-number multiple of the fundamental frequency.
Heat-ısı : Sıcaklık farkından dolayı enerji akışının olması.
Heat engine-ısı makinesi : Isıyı mekanik enerjiye çeviren makine
Heat pump-ısı pompası : Kışın fırın olarak yazın ise hava düzenleyici olarak kullanılabilen dönüştürülebilir ısı makinesi.
Heliocentric model-heliosentrik model : Merkezinde güneş olan evren.
Hız : Birim zamandaki yer değiştirmeye hız denir.
Hologram-hologram : Görünebilir bilginin üç boyutlu olarak kayıt edilmesi.
Holography-holografi : Üç boyutlu görüntünün fotoğrafa işlenmesi.
Hoparlör : Elektrik enerjisini sese dönüştüren cihazlara hoparlör denir.
Hyperopia-hiperopya : Yakını görememe durumu. görüntüler retinanın arkasına düşmesi durumu.
I-
Ideal gas : An enormous number of very tiny particles separated by relatively large distances. The particles have no internal structure, are indestructible, do not interact with each other except when they collide, and all collisions are elastic.
I-
Ideal gas : An enormous number of very tiny particles separated by relatively large distances. The particles have no internal structure, are indestructible, do not interact with each other except when they collide, and all collisions are elastic.
Ideal gas law : PV = cT, where P is the pressure, V is the volume, T is the absolute temperature, and c is a constant that depends on the amount of gas.
Impulse : The product of the force and the time during which it acts. This vector quantity is equal to the change in momentum.
In phase : Two or more waves with the same wavelength and frequency that have their crests lined up.
Index of refraction : An optical property of a substance that determines how much light bends upon entering or leaving it. The index is equal to the ratio of the speed of light in a vacuum to that in the substance.
Inelastic : A collision or interaction in which kinetic energy is not conserved.
Inertia : An object's resistance to a change in its velocity. See inertial mass.
Inertia, law of : See Newton's first law of motion.
Inertial force : A fictitious force that arises in accelerating (noninertial) reference systems. Examples are centrifugal and Coriolis forces.
Inertial mass-eylemsiz kütle : Bir nesnenin hızının değişmesini engelleyen nicelik. Birimi kilogram
Inertial reference system-eylemsiz referans sistemi : Eylemsizlik yasasının geçerli olduğu referans sistemi (Newton un hareketle ilgili ilk yasası).
Instantaneous speed : The limiting value of the average speed as the time interval becomes infinitesimally small. The magnitude of the velocity.
Insulator-izolatör : Elektrik yüklerinin hareketini engelleyen veya ısı enerjisinin yayılamadığı zayıf iletkenler veya yalıtkanlar. Seramikler iyi bir izolatördür.
Interference-girişim : dalgaların üst üste gelmesi.
Intermediate vector bosons- : The exchange particles of the weak nuclear interaction: the W +, W -, and Z0 particles.
Internal energy-iç enerji : Bir nesnenin toplam mikroskobik enerjisi. Bu enerji atom ve moleküllerin ötelenmelerinden, dönmelerinden, titreşim yapmalarından ve moleküler bağlarda saklanan enerjilerden oluşur.
Inverse proportionality : A relationship in which a quantity is related to the reciprocal of a second quantity.
Inverse-square : A relationship in which a quantity is related to the reciprocal of the square of a second quantity. Examples include the force laws for gravity and electricity; the force is proportional to the
inverse-square of the distance.
Intrinsic magnetization-yapıya has magnetizasyon : Domainler içerisindeki magnetizasyon.
Ion : An atom with missing or extra electrons.
Ionic bonding : The binding together of atoms through the transfer of one or more electrons from one atom to another.
Ionization : The removal of one or more electrons from an atom.
Isotope : An element containing a specific number of neutrons in its nuclei. Examples are 12 6 C and 14 6 C, carbon atoms with six and eight neutrons, respectively.
Işık hızı : Işığın birim zamanda aldığı yola ışık hızı denir. Işık hızı, ışığın hareket ettiği ortama göre değişir. Boşlukta ve havada ışık, yaklaşık 3.108 m/s hızla veya 300.000 km/s (s : saniye) hızla yayılır.
Işık kaynağı : Işık vererek çevresini aydınlatan cisimlere denir. Güneş ve yıldızlar doğal ışık kaynaklarıdır. Yanan lamba ve mum gibi cisimler de suni (yapay) ışık kaynaklarıdır.
Işık prizması : Kesiti üçgen çeklinde olan saydam ortamlara ışık prizması denir.
Işık tayfı : Beyaz ışığın renklerine ayrılması olayına ışık tayfı denir.
Işın : Işık kaynağından çıkan ve ışığın yolunu belirten doğrulara ışık ışınları veya kısaca ışınlar denir.
İ-
İletken : Metaller gibi elektriği ileten maddelere iletken madde denir. İletkenlerde elektronlar serbestçe hareket edebilir.
İ-
İletken : Metaller gibi elektriği ileten maddelere iletken madde denir. İletkenlerde elektronlar serbestçe hareket edebilir.
İletkenin direnci : Bir iletkenin uçlarındaki potansiyel fark (gerilim) ile iletkenin içinden geçen akım arasında sabit bir oran vardır. Bu orana iletkenin direnci denir. Gerilim = akım * direnç. Bir iletkenin direnci; öz direnci ve boyu ile doğru orantılı, kesit alanı ile ters orantılıdır.
Direnç = özdirenç * iletkenin uzunluğu / iletkenin kesiti.
İndüksiyon akımı : Bir akım makarasına bir mıknatıs kutbu yaklaştırılırsa ya da uzaklaştırılırsa makara tellerinden elektrik akımı geçtiği görülür. Bu akıma indüksiyon akımı denir. İndüksiyon akımının oluşmasının nedeni telin çevrelediği yüzeyden geçen manyetik kuvvet çizgilerinin sayısının değişmesidir.
İş : Bir cisme etki eden kuvvet, cismi kendi (veya bileşeni) doğrultusunda hareket ettiriyorsa bu durumda kuvvet fiziksel anlamda bir iş yapmış olur.
İvme : Hızın birim zamandaki değişim miktarına ivme denir.
J-
Jeneratör : Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlar jeneratör denir.
J-
Jeneratör : Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlar jeneratör denir.
Joule-Joule : SI birim sisteminde enerji, bir cismin 1 Newton luk kuvvet altında 1 metrelik hareket etmesi/yer değiştirmesi için gerekli olan enerji
K-
Katot : Pilin (-) ucuna bağlanan elektrota katot denir.
K-
Katot : Pilin (-) ucuna bağlanan elektrota katot denir.
Kelvin temperature-Kelvin sıcaklığı : Sıcaklığın mutlak sıfırda sıfır olduğu sıcaklık ölçüsü ve bölmelendirilmesi Celsius ile aynıdır. Mutlak sıcaklık ölçeği olarak adlandırılır.
Kırılma : Işık ışınların bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçişi sırasında doğrultu değiştirmesine kırılma denir.
Kısa devre : Elektrik akımının devresini direncin olmadığı yoldan tamamlamasına denir.
Kilo-kilo : 1000 rakamını temsil eden ve ön ek olarak kullanılan bir sayı.
Kilogram-kilogram : Kütlenin SI sistemindeki birimi, 1 litre suyun yaklaşık olarak kütlesi Dünya üzerinde 1 kilogram 2.2 pound a eşittir.
Kilowatt-hour-kilowattsaat : Enerjinin birimi, 3,600,000 joules. Bir makinenin 1 saat boyunca 1000 watt lık enerjiyi bir biçiminden diğer biçime dönüştürülmesi kilowattsaat olarak isimlendirilir.
Kinetic energ-kinetik enerji : Bir cismin hareketinden dolayı oluşan enerji, (1/2)mv2, birimi Joule dur.
Kinetik Enerji (Hareket enerjisi) (EK) : Bir cismin hareketinden dolayı sahip olduğu enerjiye kinetik enerji denir.
Konum : Bir hareketlinin başlangıç noktasına (orjine) olan yönlü uzaklığına konum denir.
Kuvvet : Hareket eden cismi durdurabilen, duran cismi hareket ettirebilen veya cisimlerde şekil, hız ve yön değişikliği yapabilen etkiye kuvvet denir. Kuvvetler vektörel büyüklük oldukları için tıpkı vektörler gibi gösterilir. Genellikle F sembolü ile gösterilir.
Küresel aynalar : Yansıtıcı yüzeyi, küre yüzeyi şeklinde olan aynalara küresel aynalar denir. Yansıtıcı yüzeyi çukur olan aynalara çukur (konkav), yansıtıcı yüzeyi tümsek olan aynalara tümsek (konveks) ayna denir.
L-
Laser-lazer : Işınımın yayılması esnasında ışığın şiddetinin yükseltilmesi.
L-
Laser-lazer : Işınımın yayılması esnasında ışığın şiddetinin yükseltilmesi.
Latent heat : The amount of heat required to melt (or vaporize) 1 gram of a substance. The same amount of heat is released when 1 gram of the same substance freezes (or condenses).
Lepton-lepton : Elektron, muon, tau ve bunlarla ilgili olan notrinolardan oluşan temel parçacık ailesi.
Light ray-ışın doğultusu : ışığın hareket ettiği doğrultu, yol.
Line of stability-kararlılık çizgisi : kararlı çekirdeklerin grafiğinde nötronların protonlara göre çizilmesi sonucu elde edilen çizgisel bağıntı.
Linear momentum-çizgisel momentum : Bir cismin kütlesinin hızı ile çarpımından elde edilen vektörel bir nicelik.
Liquid-sıvı : İçinde bulunduğu kabın şeklini alan bir hacme sahip cisim.
Liquid crystal-sıvı kristal : Atomlarının yerleşimin geometrik bir düzenlenimi olan sıvı.
Longitudinal wave-boyuna dalga : Dalganın içinde bulunduğu ortamın titreşiminin dalganın yayılma doğrultusu ile aynı doğrultuda olması.
M-
Macroscopic-makroskopik : Kütle, boyut ve sıcaklık gibi özellikleri dikkate değer nicelikler.
M-
Macroscopic-makroskopik : Kütle, boyut ve sıcaklık gibi özellikleri dikkate değer nicelikler.
Magnetic field-magnetik alan : Bir pusula veya benzeri bir cihazın iğnelerini döndürebilecek, etkiye sahip magnetik nesnelerin kapladığı uzay. Alan güney kutbundan kuzey kutbuna doğrudur.
Magnetic monopole-magnetik tekkutup : Hipotez olarak kabul edilen magnetik tek kutup.
Magnetic pole-magnetik kutup : Elektrik yüklerinde olduğu gibi bir magnetik kutuplarından her biri.
Magnitude-genlik : Bir vektörel niceliğin büyüklüğü. Sürat vektörel nicelik hızın genliğidir.
Manyetik maddeler : Mıknatıslar; demir, nikel, kobalt gibi maddeleri çekerler. Mıknatıs tarafından çekilebilen bu maddelere manyetik maddeler denir.
Mass-kütle : Eylemsizlik kütlesine, yer çekim kütlesine, kritik kütleye ve kütle merkezine bakınız.
Matter-wave amplitude-madde-dalga genliği : Atomik ve alt atomların parçacıklarına Schrödinger denkleminin dalga çözümü. Madde-dalga karesi parçacığın karesi parçacığın bulunmasının olasılığını verir.
Mechanical energy-mekanik enerji : Yer çekim ve elastik potansiyel enerjiler gibi kinetik ve potansiyel enerjilerin toplamıdır.
Mekanik enerji : Bir cismin sahip olduğu potansiyel enerji ve kinetik enerjinin toplamına mekanik enerji denir.
Mercek : Bir veya iki yüzeyi küresel olan saydam cisimlere mercek denir. İnce kenarlı mercekler ışınları topladığı için bunlara yakınsak mercek, kalın kenarlı merceklerde ışınları dağıttığı için bunlara ıraksak mercek denir.
Meson-mezon : Spinin birimlerini içeren bir çeşit hadronlara ait tüm sayılar. Bu tür aileler pion, kaon, ve eta yı içerir.
Metallic bonding-metalik bağlanma : Malzeme içerisindeki atomların bir arada tutulması için elektronların atomlar tarafından ortak olarak kullanılmasıdır.
Meter-metre : SI birim sisteminde uzunluk, 39.37 inch e veya 1.094 yard a eşittir.
Mıknatıs : Demir, nikel kobalt gibi maddeleri çekme özelliği gösteren cisimlere mıknatıs denir.
Mıknatısın manyetik alanı : Mıknatısın, manyetik cisimleri her yönde çekebildiği alana mıknatısın çekim alanı denir. Mıknatısın bu çekim alanına mıknatısın manyetik alanı da denir.
Microscopic-mikroskopik : Atomik hızlar gibi malzemelerin gözle görülemeyen özellikleri. Properties not visible to the naked eye such as atomic speeds.
Mikrofon : Sesi elektrik enerjisine dönüştüren cihazlara mikrofon denir.
Milli-mili : Binde bir anlamında kullanılan bir önek. 1/1000, 10-3 şeklinde yazılabilir. 1 milimetre 10-3 metre dir.
Mirage-ilüzyon : Bir çeşit optik etkiden oluşan su yüzeyinden veya bir yüzeyden ışınlarının yansıtılması sonucun oluşan görüntü,
Moderator-yönlendirici : Bir nükleer reaktör içindeki nötronları yavaşlatmak için kullanılan malzeme.
Molecule-molekül : İki veya daha fazla atomdan meydana gelen atomla grubu.
Momentum-momentum : Genellikle çizgisel momentum için kullanılır. Açısal momentum, çizgisel
momentum ve momentum korunumuna bakınız.
Muon-müon : Ağır elektron için kullanılan bir çeşit lepton.
Myopia-miyop : Yakını iyi görememek. Cisimlerin görüntülerin retinanın ön kısmında oluşmasıdır.
N-
Newton's first law-Newton un birinci yasası : Bir cisme etki eden kuvvetlerin toplamı sıfır ise cisim sabit hızla hareket ediyorsa sabit hızla hareketine devam eder veya hareketsiz ise bulunduğu yerde kalır.
N-
Newton's first law-Newton un birinci yasası : Bir cisme etki eden kuvvetlerin toplamı sıfır ise cisim sabit hızla hareket ediyorsa sabit hızla hareketine devam eder veya hareketsiz ise bulunduğu yerde kalır.
Newton's second law-Newton un ikinci yasası : Fnet = m a; bir cisme eden net kuvvet cismin kütlesi ve ivmesinin çarpımına eşittir.
Newton's third law-Newton un üçüncü yasası : Bir cisme etki eden bir kuvvet varsa cisim tarafından etki eden kuvvete aynı büyüklükte ve ters yönde bir etki kuvveti ortaya çıkar.
Neutrino-nötrino : Nötrol lepton; yüklü leptonlardan herbiri (elektron, müon, ve tau).
Neutron-nötron : Çekirdekteki yüksüz parçacık. Elementer parçacıklar ailesinin baryon ve hadron üyesi.
Newton-newton : SI birim sistemindeki kuvvetin birimi. 1 kg lık kütlenin 1 m/s2 ivmeyle hareket ettirmesi gereken kuvvet 1 newton dur.
Node-nod : Duran dalganın konumlarından her biri veya dalgaların etkileşmesi sonucunda hareketsizliğin ortaya çıkması ve genliğin sıfır olması.
Noninertial reference system-Eylemli gözlem çerçeve : Eylemsizlik yasalarının (Newton un birinci yasası) geçerli olmadığı ivmeli hareket eden gözlem çerçevesi.
Normal-dik : Bir yüzeye veya eğriye dik olan doğrultu.
Nucleon-nükleon : Proton veya nötronlardan her biri.
Nucleus-çekirdek : Proton ve nötronların bulunduğu atomun merkezi.
O-
Ohm's law-Ohm yasası : Bir nesnenin elektrik akıma The resistance of an object is equal to the voltage across it divided by the current through it.
O-
Ohm's law-Ohm yasası : Bir nesnenin elektrik akıma The resistance of an object is equal to the voltage across it divided by the current through it.
Ohm : The SI unit of electrical resistance. A current of 1 ampere flows through a resistance of 1 ohm under 1 volt of potential difference.
Optic axis : A line passing through the center of a curved mirror and the center of the sphere from which the mirror is made. A line passing through a lens and both focal points.
Optik : Işık olaylarını inceleyen fiziğin dalına optik denir.
Ordered system : A system with an arrangement belonging to a group with the smallest number (possibly one) of equivalent arrangements.
Oscillation : A vibration about an equilibrium position or shape.
Ö-
Özdirenç : Birim uzunluk ve birim kesitteki iletkenin direncine denir. İletkenin cinsine bağlıdır ve ayırt edici bir özelliktir.
P-
Palanga : Sabit ve hareketli makaraların değişik sayılarda özel olarak bağlanması ile oluşturulan basit makinelere palanga denir.
Ö-
Özdirenç : Birim uzunluk ve birim kesitteki iletkenin direncine denir. İletkenin cinsine bağlıdır ve ayırt edici bir özelliktir.
P-
Palanga : Sabit ve hareketli makaraların değişik sayılarda özel olarak bağlanması ile oluşturulan basit makinelere palanga denir.
Pair production : The conversion of energy into matter in which a particle and its antiparticle are produced. This usually refers to the production of a electron and a positron (antielectron).
Paralel bağlama : Dirençlerin birer uçları bir noktada, diğer uçları da başka bir noktada olacak şekilde bağlanmalarına paralel bağlama denir.
Parallel circuit : An arrangement of resistances (or batteries) on side-by-side pathways between two points.
Paratoner : Yüksek binaları, kuleleri yıldırımdan korumak için yıldırımlık yapılır. Yıldırımlık (paratoner), toprağa bağlı sivri uçlu bir metal çubuktur.
Parent nucleus : A nucleus that decays into a daughter nucleus.
Particle accelerator : A device for accelerating charged particles to high velocities.
Penumbra : The transition region between the darkest shadow and full brightness. Only part of the light from the source reaches this region.
Period : The shortest length of time it takes a periodic motion to repeat. It is equal to the inverse of the frequency.
Periodic wave : A wave in which all the pulses have the same size and shape. The wave pattern repeats itself over a distance of 1 wavelength and over a time of 1 period.
Phosphorescence : The property of a material whereby it continues to emit visible light after it has been illuminated by ultraviolet light.
Photoelectric effect : The ejection of electrons from metallic surfaces by illuminating light.
Photon : A particle of light. The energy of a photon is given by the relationship E = hf, where f is the frequency of the light and h is Planck's constant. The exchange particle for the electromagnetic interaction.
Pil (akümülatör) : Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek devreye elektrik akımı veren elemanlara pil veya akümülatör denir.
Pion : The least massive meson. The pion has three charge states: + 1, 0, and - 1.
Plasma : The fourth state of matter in which one or more electrons have been stripped from the atoms forming an ion gas.
Polarized : A property of a transverse wave when its vibrations are all in a single plane.
Polymer : A material produced by linking carbon-hydrogen molecules to form very long macromolecules.
Positron : The antiparticle of the electron.
Potansiyel enerji (Ep): Bir cismin yüksekliğinden veya durumundan dolayı sahip olduğu enerjiye potansiyel enerji denir. Buna durum enerjisi de denir.
Pound : The unit of force in the British system. The weight of 0.454 kilogram on Earth.
Power : The rate at which energy is converted from one form to another. Measured in joules per second, or watts.
Powers-of-ten notation : A method of writing numbers in which a number between 1 and 10 is multiplied or divided by 10 raised to a power.
Pressure : The force per unit area of surface. Measured in newtons per square meter, or pascals.
Projectile motion : A type of motion that occurs near the surface of the Earth when the only force acting on the object is that of gravity.
Proton : The positively charged nucleon in nuclei. A member of the baryon and hadron families of elementary particles.
Q-
Quantum (pl., quanta)-kuantum : Aynı özellik taşıyan en küçük bir grup. Buna bağlı olarak proton yükü kuantumlanmış yük olarak kabul edilir.
Q-
Quantum (pl., quanta)-kuantum : Aynı özellik taşıyan en küçük bir grup. Buna bağlı olarak proton yükü kuantumlanmış yük olarak kabul edilir.
Quantum mechanics-kuantum mekaniği : Atomik veya alt atomik düzeydeki parçacıkların davranış kuralları.
Quantum number-kuantum sayısı : Kuantumlanmış niceliklerin özelliklerini belirleyen rakamlardır. Buna bağlı olarak, bir elektronun atom içindeki açısal momentumu bir kuantum sayısı ile tanımlanabilir.
Quark-kuark : Hadronların bileşimi. Kuarklar altı çeşittir ve her birini üç rengi vardır. Üç kuark baryonları oluştururken bir kuark ve antikuark mezonları oluşturur.
R-
Rad-rad : Alınan veya soğurulan dozla ilgili birim. Bir rad, bir malzemenin kilogramında 1U100 joule enerji bulundurur.
R-
Rad-rad : Alınan veya soğurulan dozla ilgili birim. Bir rad, bir malzemenin kilogramında 1U100 joule enerji bulundurur.
Radiation-ışınım : Enerjinin elektromagnetik dalgalarla taşınmasıdır. Parçacıklar elektromagnetik dalgalar yayarak yok olurlar.
Radyasyon : Radyoaktif maddelerin yaydıkları zararlı ışınlara radyasyon denir.
Radyo : Bir vericiden gönderilen elektromanyetik dalgalar anten ile alınarak elektrik enerjisi olarak radyoya verilir. Radyoda kuvvetlendirilen bu enerji ses enerjisine dönüştürülür. Telsizler ve cep telefonları da aynı prensiple çalışır.
Real image-gerçek görüntü : Işığın birleşimi ile meydana gelen görüntü.
Reference system-referans sistemi : Birbirine göre hareket etmeyen nesnelerin oluşturduğu ve böylece diğer nesnelerin hareketlerinin kolayca takip edilebildiği bir sistem. Eylemsiz ve eylemli refereans sistemlerine bakınız.
Reflecting telescope-yansıtmalı teleskop : Objektif olarak aynaların kullanıldığı teleskoplar
Reosta ( Ayarlı direnç) : Devredeki akım şiddetini ayarlamak için kullanılan değişken dirençlere denir.
Rezonans : Frekansları (saniyedeki titreşim sayısı) eşit olan ses kaynaklarından biri titreştirildiğinde diğeri de etki ile titreşir. Bu özelliğe rezonans denir.
S-
Saturation-doyum : Magnetik bir malzemenin magnetizasyonun artık değişmediği bölge.
S-
Saturation-doyum : Magnetik bir malzemenin magnetizasyonun artık değişmediği bölge.
Saydam cisimler : Işığı geçiren cisimlere saydam cisimler denir. Cam, hava ve su gibi maddeler saydam cisimlerdir.
Saydam olmayan cisimler : Işığı geçirmeyen cisimlere denir. Tahta ve demir gibi maddeler saydam olmayan cisimlerdir.
Second postulate of special relativity-özel göreliliğin ikinci postülası : Boşlukta ışığın hızı, kaynağın veya gözlemcinin bulunduğu çerçeveden bağımsız olarak değişmezdir.
Seri bağlama : Dirençlerin birer uçları birbirine bağlanarak (uç uca eklenerek ) elde edilen bağlama şekline seri bağlama denir.
Series circuit-seri devre : Dirençlerin (veya güç kaynaklarının) bir uçlarının diğer elemanın bir ucuna bağlanması ile oluşturulan ve içinden tek akım geçen devredir.
Sesin şiddeti : Ses kaynağından çıkan sesin, kulak zarına yaptığı basınca sesin şiddeti denir. Sesin şiddeti desibel (dB) adı verilen birimle ölçülür. İşitilebilen en hafif şiddetteki ses sınırına alt işitme eşiği, en yüksek şiddetteki ses sınırına üst işitme eşiği denir. Normal konuşma sesi 30 – 60 desibel şiddetindedir. 60 desibelden fazla şiddetteki sesler rahatsız edicidir.
Sesin tınısı : Bir ses kaynağı titreştirildiğinde ana sesten başka, ana sesin frekansının katları şeklinde bileşik sesler oluşur. Müzik aletlerinin çıkardığı seslerin bileşimleri farklıdır. Bu özelliğe sesin tınısı denir. Sesin tını özelliğinden yararlanılarak, hangi ses kaynağından geldiği ayırt edilebilir.
Sesin yansıması : Ses dalgalarının bir engele çarpıp doğrultu değiştirmesine sesin yansıması denir.
Sesin yüksekliği (Frekansı) : İnce sesi kalın sesten ayıran özelliğe sesin yüksekliği (frekansı) denir.
Shell : A collection of electrons in an atom that have approximately the same energy.
Shock wave : The characteristic cone-shaped wave front that is produced whenever an object travels faster than the speed of the waves in the surrounding medium.
Short circuit : A pathway in an electric circuit that has very little resistance.
Skaler Büyüklükler : Bir sayı değeri ve buna ait birimle ifade edilebilen büyüklüklere skaler büyüklükler denir. Örnek : 1 kg, 10 saniye, 20 joule
Sliding friction-kayma sürtünmesi : Göreli harekette birbirine temas eden yüzeyler arasında sürtünme kuvveti.
Solid-katı : Şekli ve hacmi olan maddelere bu ad verilir.
Sonar-sonar : Su içerisindeki ses dalgaları.
Spacetime-uzay zamanı : Uzay ve zaman arasındaki bağıntının kurulduğu zaman ve üç boyutlu koordinat sisteminin oluşturduğu sistem.
Special theory of relativity-Göreliliğin özel teorisi : Hızın çok büyük değerlerinde Newton mekaniğinin yerine kullanılan zaman ve yer kavramlarının birlikte kullanıldığı bir teori.
Specific heat-öz ısı : 1 gram malzemenin sıcaklığını 1 derece artırmak için gerekli olan ısı.
Spherical aberration-küresel bozulma : Bir lensteki yüzey üzerindeki bozulma veya küresel aynaların küresellikten sapması.
Spring constant-halka sabiti : Birim uzunluğundaki halkaları bir arada tutan kuvvet. Metre başına Newton olarak birimlendirilir.
Stable equilibrium-kararlı denge : Bir cismin denge konumundan veya pozisyonundan saptırıldığında tekrar denge konumuna dönmek istemesidir.
Standing wave-duran dalga : Birbirine karşı hareket eden frekansları ve genlikleri aynı olan iki dalganın yaptığı girişim olayıdır. Sonuç dalgası nodal ve antinodal bölgeler olarak sınıflandırılır.
Static friction-statik sürtünme : Durgun yüzeyle arasında oluşan sürtünme kuvveti.
Stimulated emission-eşdeğer salınım : Atoma gelen bir foton yüzünden atomun foton salması olayıdır. Geln fotonun enerjisi ile çıkan fotonun enerjisi aynıdır.
Strange-acayip : Üçüncü kuark çeşidi.
Strange particle-acayip parçacık : Acaiplik değeri sıfırdan farklı olan parçacıklar için kullanılır. Kuark modelinde bir veya birden fazla kuarkın acayiplik kuantum sayısına sahip olması durumudur.
Strong force-baskın kuvvet : Çekirdeklerin içinde bulunan nükleonları birarada tutan kuvvet.
Subcritical-kritikaltı : Her parçalanma sonucunda ortalama birden az nötronun ortaya çıkması olayıdır.
Supercritical-süperkritik : Zincirleme reaksiyon sonucunda birden fazla nötronun çıkması ile reaksiyonun artarak devam etmesi. Atom bombasının patlaması iyi bir örnektir.
Superposition-süperpozisyon : İki veya daha fazla dalganın uzayda bir yerde üst üste gelmesi olayıdır.
Sürtünme kuvveti : Bir cisim bir yüzey üzerinde hareket ederken yüzeylere paralel ve harekete zıt yönde bir kuvvet oluşur. Buna sürtünme kuvveti denir.
Systeme International d'Units-Uluslararası Birim Sistemi : Metrik ölçüm sisteminin fransızca adı.
System International, Birim Sistemi
Ş-
Şimşek : Bulutlarda biriken elektrik yalnız yeryüzüne değil, bulutun bir noktasından diğer bir noktasına da boşalabilir. Bu olaya şimşek denir. (Bulutlarda biriken elektrik toprağa boşaldığı zaman yıldırım, bulutlar arasında boşaldığı zaman şimşek oluşur.)
T-
Tam yansımalı prizma : İkizkenar dik üçgen şeklindeki ışık prizmasında bazı ışınlar tam yansımaya uğradığı için buna tam yansımalı prizma denir.
Ş-
Şimşek : Bulutlarda biriken elektrik yalnız yeryüzüne değil, bulutun bir noktasından diğer bir noktasına da boşalabilir. Bu olaya şimşek denir. (Bulutlarda biriken elektrik toprağa boşaldığı zaman yıldırım, bulutlar arasında boşaldığı zaman şimşek oluşur.)
T-
Tam yansımalı prizma : İkizkenar dik üçgen şeklindeki ışık prizmasında bazı ışınlar tam yansımaya uğradığı için buna tam yansımalı prizma denir.
Telefon : Bir telefon ahizesinde hem hoparlör, hem de mikrofon bulunur. Mikrofon konuşmalarımızı alarak karşı tarafa iletilmesini sağlar. Hoparlör ise karşı taraftan gelen konuşmaları duymamızı sağlar.
Televizyon : Verici antenden yayınlanan ses ve görüntünün özelliğini taşıyan elektromanyetik dalgalar televizyon antenleriyle alınarak kuvvetlendirilip ses ve görüntüye dönüştürülür.
Terminal speed : The speed obtained in free fall when the upward force of air resistance is equal to the downward force of gravity.
Tesla : The SI unit of magnetic field.
Thermal energy : Internal energy.
Thermal equilibrium : A condition in which there is no net flow of thermal energy between two objects. This occurs when the two objects obtain the same temperature.
Thermal expansion : The expansion of a material when heated.
Thermodynamics-termodinamik : Fiziğin, ısı ve diğer enerjiler arasındaki ilişkisini inceleyen dalıdır.
Thermodynamics, first law of-termodinamiğin birinci yasası : Bir sistemin iç enerjisi, sisteme aktarılan ısı artı sistem üzerine yapılan iş ile artırılabilir.
Thermodynamics, second law of-termodinamiğin ikinci yasası : Üç özdeş form vardır : (1) Çevresine ısı yaymayan ve mekanik iş ile çalışan bir ısı makinesi yapılamaz. (2) Düşük sıcaklıktan daha yüksek sıcaklığa ısı transferi yaparak elde edilen soğutucular ancak mekanik iş kullanılarak yapılabilir. (3) Bir sistemin entropisi daima artma eğilimindedir.
Thermodynamics, third law of-termodinamiğin üçüncü yasası : Mutlak sıfıra deneysel olarak yaklaşılabilir fakat ulaşılamaz.
Thermodynamics, zeroth law of-termodinamiğin sıfırıncı yasası : A ve B nesneleri C nesnesi ile termodinamik dengede ise A ve B kendi başlarına da termodinamik dengededir.
Topraklama : Yüklü bir cismi nötr hale getirmek için toprağa dokundurulması olayına topraklama denir.
Top-üst : Altıncı kuark çeşididir.
Torque-moment : Kuvvetin döndürücü etkisi. Kuvvetle yarıçapın (etrafında dönmenin olduğu noktaya olan uzaklık) çarpımıdır. Sıfırdan farklı bir moment (net moment) bir cismin açısal momentumunu değiştirir.
Total internal reflection-toplam iç yansıma : Kırılma indisi yüksek olan bir ortamdan kırılma indisi küçük ortama geçen dalganın kritik açının hemen altındaki açılarda yansımalar yapmasıdır.
Transformatör : Potansiyel farkı (gerilimi) artırmak veya azaltmakta kullanılır. Potansiyel farkı artıran transformatöre yükseltici transformatör, potansiyel farkı azaltan transformatörlere alçaltan transformatör denir. Transformatörler yalnız alternatif akım gerilimini değiştirir.
Transistör : Transistörler akım uygulandığında, içinde meydana gelen elektrik alanı, serbest elektronlara sadece bir yönde hareket sağlar. transistörler elektrik akımını tek yönde geçiren elemanlar olduğu için alternatif akımı doğru akıma dönüştürmede kullanılabilir. Elektrik devrelerinde istenildiği zaman elektrik akım şiddetini yükselten transistörler de kullanılabilir.
Translational-dönüştürülebilir : Dönme doğulusunun değiştirilmesi durumudur.
Transverse wave-yansıyan dalga : Bir ortam içinde titreşen dalganın titreşimlerinin bu ortam içindeki ilerleme doğrultularına dik olma durumudur.
Trough-yarık : bozulan dalganın içinde oluşan vadi.
U-
Umbra-umbra : Işık kaynağının ulaşamadığı bir gölgenin en karanlık kısmı.
U-
Umbra-umbra : Işık kaynağının ulaşamadığı bir gölgenin en karanlık kısmı.
Uncertainty principle-belisizlik ilkesi : Bir cismin, aynı doğrultuda olan konumunun ve momentumunun (skaler) çarpımları Planck sabitinden daima büyüktür. Dpx Dx >= h. Belirsizlik ilkesi eneji ve zamana da uygulanabilir.
Universal gravitation, law of-evrensel çekim yasası : F = G M1M2/ r2, denklemdeki F evrendeki bir cisme etki eden kuvvet, G evrensel çekim sabiti, M1 ve M2 etkileşen kütleleri, r ise kütle merkezleri arasındaki uzaklığı göstermektedir.
Unstable equilibrium-kararsız denge durumu : Denge konumu civarında serbest bırakıldığında denge konumundan uzaklaşılma olaydır.
V-
Van der Waals bonding-van de Waals bağı : Atom veya moleküller arasındaki elektrik etkileşmelerinden otaya çıkan zayıf bağlanma.
V-
Van der Waals bonding-van de Waals bağı : Atom veya moleküller arasındaki elektrik etkileşmelerinden otaya çıkan zayıf bağlanma.
Vector-vektör : Büyüklüğü ve doğrultusu olan bir nicelik.
Vektör : Büyüklüğü ve doğrultusu olan bir nicelik. Bir vektörel büyüklüğün tanımlanabilmesi için birimi ile birlikte dört elemanının bilinmesi gerekir. Bunlar vektörün, doğrultusu, yönü, uygulama noktası ve şiddetidir. Kuvvet, hız, moment, ivme, manyetik alan gibi büyüklükler vektörel büyüklüklerdir.
Velocity-hız : Bir cismin süratini ve yönünü belli eden vektörel bir nicelik.
Vibration-titeşim : Denge konumu veya şekli etrafında hareket etme.
Virtual image-sanal görüntü : Görüntüden bulunduğu yerden gelen ışık ile oluşan görüntü.
Viscosity-akışkanlık : Sıvı içerisindeki sürtünme.
Volt-volt : SI sisteminde elektriksel potansiyelin birimi. 1 volt luk gerilim, 1 ohmluk direnç üzerinden 1 amperlik akımın geçmesini sağlar.
Voltmetre : Elektrik devrelerinde potansiyel farkı (gerilim) gösteren ölçü aletine denir. Voltmetre gerilimi ölçülecek elemana daima paralel bağlanır. Potansiyel fark (gerilim) birimi volttur.
W-
Watt-watt : Gücün SI sistemindeki birimi, 1 Joule/watt The SI unit of power, 1 joule per second.
W-
Watt-watt : Gücün SI sistemindeki birimi, 1 Joule/watt The SI unit of power, 1 joule per second.
Wave-dalga : Enerjinin bir aracı malzeme olmadan bir yerden başka bir yere aktarılması.
Wavelength-dalgaboyu : Peiyodik bir dalganın tekrarlanan en kısa uzunluğudur. Bu dalganın bir tepesinden diğer tepesine olan uzaklıktır.
Weak force-zayıf kuvvet : Beta sönümüne neden olan kuvvet. Bu kuvvet W ve Z0 parçacıkları arasındaki değişimden kaynaklanır. Lepton ve hadronların hepsi bu tür kuvvetler etkileşirler.
Weight-ağırlık : Bir referans sistemine göre durgun olan nesneye etki eden kuvvet. Bazı eylemsiz sistemler için bir nesneyi çeken çekici kuvvet. W = mg.
Work-iş : Bi cismi bir yerden başka bir yere hareket ettiren kuvvetin harcadığı enerji. Enerji birimindedir. Joule olarak tanımlanır.
X-
X ray-X-ışını : Yüksek enerjili fotonlar, katot ışınlarından türetilebilir veya atomlardaki elektronların üst enerji seviyelerinden daha alt enerji seviyelerine düşmesinden elde edilebilir. X-ışınlarının frekansı mor ötesi ve gamma ışınları arasındadır.
Y-
Yalıtkan : Lastik, plastik, ebonit, kağıt, cam gibi elektriği iletmeyen maddelere yalıtkan madde denir. Sürtünmeyle elektriklenen ve enerjiyi üzerinde durgun olarak tutan maddeler yalıtkan maddelerdir.
X-
X ray-X-ışını : Yüksek enerjili fotonlar, katot ışınlarından türetilebilir veya atomlardaki elektronların üst enerji seviyelerinden daha alt enerji seviyelerine düşmesinden elde edilebilir. X-ışınlarının frekansı mor ötesi ve gamma ışınları arasındadır.
Y-
Yalıtkan : Lastik, plastik, ebonit, kağıt, cam gibi elektriği iletmeyen maddelere yalıtkan madde denir. Sürtünmeyle elektriklenen ve enerjiyi üzerinde durgun olarak tutan maddeler yalıtkan maddelerdir.
Yansıma : Işık ışınlarının bir yüzeye çarparak geri dönmesine yansıma denir. Işığın çarptığı yüzey pürüzsüz ise düzgün yansıma oluşur. Yüzey pürüzlü ise dağınık yansıma oluşur.
Yarı saydam cisimler : Işığı kısmen geçiren cisimlere denir. Buzlu cam ve yağlı kağıt gibi maddelere yarı saydam cisimler denir.
Yerçekimi ivmesi : Yer yüzünde kütlesi 1 kg olan bir cisme etki eden yerçekimi kuvveti yaklaşık olarak 9,8 N dur. Buna yerçekimi ivmesi (g) denir ve yaklaşık 10 N/kg alınabilir.
Yer değiştirme : Bir hareketin son konumu ile ilk konumu arasındaki uzaklığa yer değiştirme denir.
Yıldırım : Bulut ile yer yüzü arasında zaman zaman elektriksel boşalma olur. Bu olaya yıldırım denir.
Z-
Zahiri görüntü : Merceklerde kırılan ışınların uzantılarının kesişimi ile oluşan görüntülere zahiri görüntü denir. Zahiri görüntüler mercekte görülür.
Zıt kuvvetler : Yönleri zıt ve şiddetleri eşit olan kuvvetlere denir.
Z-
Zahiri görüntü : Merceklerde kırılan ışınların uzantılarının kesişimi ile oluşan görüntülere zahiri görüntü denir. Zahiri görüntüler mercekte görülür.
Zıt kuvvetler : Yönleri zıt ve şiddetleri eşit olan kuvvetlere denir.
0 yorum:
Yorum Gönder