Lise 3 Felsefe Dersi Konu Anlatımı, Felsefe Grubu Dersleri Konu Anlatımı,YGS Felsefe Konu Anlatımı Ders Notları,Sosyoloji dersi, Psikoloji dersi, Mantık dersi Konu Anlatımı, LYS Hazırlık, YGS hazırlık ders notları
BİLİNCİN DEĞİŞİK BİÇİMLERİ
BİLİNCİN DEĞİŞİK BİÇİMLERİ
BİLİNÇ NEDİR?
Bilinç, farkında olmaya karşılık gelir. Belirli bir sürede insanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması halidir. Bilinç kapsamı içinde çeşitli düzeylerde farkında olma dereceleri vardır. Uyanıklık, uyku, rüya, hipnoz ve meditasyon insandaki bilinç durumlarıdır.
Normal bilinç durumu, bireyin kendi duyumlarının, uyarıcıların, kendi kararlarının, düşüncelerinin farkında olduğu uyanıklık durumudur.
Birey, normal bilinç durumunda;
- Dikkatli ve uyanıklık halindedir.
- Çevresindeki uyarıcıları algılayabilir.
- Onları bilgiye dönüştürebilir.
Bireyin o anda kavrayabildiği duyum alanı, bilinç alanıdır; dikkatin en çok yoğunlaştığı, en iyi algılayabildiği konu ise bilinç odağıdır. Kapalı spor salonunda duyumlanan ve algılanan şeyler bilinç alanıdır; sahadaki oyuna ve oyunculara dikkatin yoğunlaştığı alan, bilinç odağıdır.
Bilince Fizyolojik Yaklaşımlar
Bilinci oluşturan, beyin kabuğu ile sinirler arasındaki gidiş gelişlerdir. Bu akışın yavaşlaması ya da bozulması bilinci güçsüzleştirir ya da büsbütün ortadan kaldırır. Örneğin trafik kazası geçiren ya da zehirlenen bireyler çevre uyarıcılarına karşı duyarsız hale geldiklerinde, “bilinci kapalı” denir.
Beden ile zihin uyumlu bir bütünlük gösterir. Birbirinden bağımsız değildirler. Bedensel etkiler ruhsal durumu, ruhsal durum da bedeni etkiler. Örneğin aşırı stres yaşayanlarda mide kanaması (ülser) ortaya çıkar. Kafa travması geçiren kişi, asabi biri olup çıkabilir. İnsan kan kaybından hayatını kaybedebildiği gibi, heyecan şokundan da hayatını kaybedebilir.
Beyin işlevleri, beyinde belli davranışlardan sorumlu özel yerlerin bulunduğunu gösterir. Örneğin beyindeki hipotalamusun açlık, doyma, susuzluğu düzenlediği lokalizasyonla belirlenebilmektedir. Beyin kökünü saran birbirinden farklı özellikteki sinir telleri zevk, huzursuzluk, korku gibi temel duyguların yer aldığı bölgedir.
FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI
Normal bilinç durumu dışında uyku, rüya, meditasyon, hipnoz farklı bilinç durumlarıdır.
Uyku ve Rüyalar
Uykunun hafif uykudan derin uykuya kadar evreleri vardır.
Ü Bu evrelerde beynin biyoelektrik kayıtlarının farklı dalga boylarında oldukları görülmüştür. Bu evrelerden biri olan REM uykusu, rüyaların en çok görüldüğü evredir. REM uykusunda hızlı göz hareketleri görülür, sinir sisteminin aktivitesi artar. Birey REM uykusundan uyandırılınca büyük bir olasılıkla, uyandırılmadan önce rüya görmekte olduğunu bildirecektir.
Uyku halinde bilinç pasif değil, aktiftir. Kimi psikologlara göre rüyalar günlük yaşantıları yansıtır. Çeşitli meslek gruplarından birçok kişinin rüyaları incelenmiş bunların meslek ve çevreyle yakın ilişkisi olduğu görülmüştür.
Biyolojik Saat, Biyolojik Ritm (Bioritm)
Bioritm, zaman algısıyla ilgilidir, organizmanın zaman sürelerini algılayabilme özelliğidir. İnsan çoğu durumda saate bakmadan, zamanı doğruya yakın kestirebilir. Biyolojik saat, organizmanın içinde bulunduğu çevreye uygun bir biçimde çalışır. Güneş ışığından yoksun mağara, maden ocağı gibi yerlerde beden kendi programına göre uyku devresini ayarlayabilir.
Uykunun Bilinen Yapısı
Uykuda beş dönem görülür. İlk dördü NONREM (NREM), beşincisi ise REM dönemidir. NREM dönemlerinde beyin aktivitesi yüksektir; enerji tüketiminde artış görülür. Metabolizmanın düzenlenmesi bu dönemin ana özelliğidir. Büyüme hormonu salgılanır, protein sentezi artar. Böylece bedenin dinlenmesi sağlanır. Bu dönemde iyi uyunamazsa, sabah yorgunluk hissedilir.
REM döneminde uyku hafiftir. Rüyaların büyük bir bölümü REM uykusunda görülür. REM döneminde hızlı göz hareketleri olur.
Uyku, organizmanın dinlenmesinde işlevseldir. Uyku sırasında oranizmanın tepkileri yavaşlar; tüm sistemler otomatik olarak yeniden düzenlenir. Beyin, uykudada aktivitesini sürdürür; uyanıkken öğrendiklerini ayıklar, gruplar, depolar.
REM veya NREM uykusu az olursa bir sonraki gecede bu eksikliği kapatacak şekilde uykuda artış görülmektedir. Bu bulgulara göre uyku bir sağlık göstergesidir.
Uykuda işlemlerin temelini, uyanıklıkta toplanan bilgiler oluşturmaktadır. Dışarıdan yeni bilgiler gelmediğinden, zihindeki bilgiler bir sonraki aşamanın başlatıcısı olmaktadır; yani her bir imge bir diğerini başlatmaktadır.
Rüya, beynin bilinçli tepkilerde bulunmaması, dış dünyaya kapanarak bilinçli olmadan imgeler kullanarak faaliyetini sürdürmesidir. Rüyalar beyindeki görme merkeziyle ilgilidir. Doğuştan kör olanlar sadece sesle rüya görürler. Rüyaların, heyecanların ve bilişsel işlevlerin düzenlenmesinde katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Rüyalar üzerinde geçmiş deneyimler, yaşantılar, ortam, fizyolojik yapı, bilinçaltı etkenler etkilidir.
Diğer Bilinç Durumları
Meditasyon
Meditasyon, beden işlevlerini denetlemeyi sağlayan bilinçli bir tekniktir. Yoga egzersizleriyle sağlanan farklı bir bilinç durumudur. Meditasyon tekniğiyle zihin sakinliği, çevreyle barışık olma ve kendini iyi hissetme duygusu oluşturulması amaçlanır. Bu teknikle kişi bedeni üzerinde ruhsal denetim sağlayarak gerginlik ve kaygıdan kurtulmaya çalışır.
Hipnoz
Hipnoz; telkin aracılığıyla otaya çıkan; tam olmayan bir uyku halidir. Bir kişinin, diğer bir kişinin davranış, duygu, düşünce ve algılarını kontrol etmesi halidir. Hipnozda bilinç uyuşmuştur ama duygular varlıklarını korur. Zengin hayaller uyanır. Gerçeklik algısı azalır. Hareket irade dışıdır.
Hipnoz etkisi altında acı duyumu azaltılabilir, sigaradan tiksinme sağlanabilir. Hipnoz sırasında olanlar genellikle sonradan hatırlanmaz.
Bazı maddelerin kullanımı ile organizmanın uyarılması, gevşemesi, uyuması, uykunun önlenmesi, algılaması etkilenebilmektedir. Psikolojik etkileri olan bu maddelere psikoaktif maddeler denir. Alkol, tütün, eroin gibi maddeler vardır. Bu maddelerin oluşturduğu bilinç durumlarının hoşa gider olması bireyleri bağımlı kılmaktadır. Burada söz konusu maddeleri kullanmak için dürtüler oluşur.
Tekrarlanan kullanımlar sonunda birey bu maddelere bağımlı hale gelir.
İnsanların başlangıçta bu maddeleri kullanmaya başlaması, özenti, (özdeşim kurma) merak, değişik bir durum yaşama isteği, zihinsel acıdan kaçış, can sıkıntısı, sosyal uyum eksikliği gibi psikolojik nedenlerle olabilmektedir. Önceleri psikolojik olarak duyulan gereksinim zamanla fizyolojik bağımlılığa dönüşür.
0 yorum:
Yorum Gönder