Sitemizi Facebook'ta Beğenmek İster misiniz?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Atatürk İlkeleri: İnkılapçılık


Bir toplumun eskimiş, gelişmeyi ve ilerlemeyi engelleyen kurumlarını kısa bir süre içinde kaldırıp, yerlerine yenilerini kurma, yerleştirme ve benimsetme işine inkılâp denir.

İnkılâpçılık ilkesi, sürekli olarak yenileşme ve çağdaşlaşmayı öngörmüştür. Çünkü inkılâpçılık; kalıplaşmayı, çağın gerisinde kalmayı engellemekle, devamlı ilerlemeyi ve gelişmeyi zorunlu kılmaktadır.
 
Atatürk, Türk İnkılâbı’nı şöyle tanımlamıştır: “Türk milletini son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medenî gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlan koymuş olmaktır.”
 
Türk toplumunu, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak için, önce gelişmeyi engelleyen bu olumsuzluklardan kurtulması gerekiyordu. Bu da ancak inkılâplarla gerçekleşebilirdi. Bunun içindir ki Atatürk, öncelikle Türk halkının inkılâpçı ruhunu harekete geçirmiş, bu sayede eski ve işe yaramaz kurumlar kaldırılarak çağdaş ve demokratik cumhuriyetimiz kurulmuştur.
 
Atatürk, inkılâbın amacını açıklarken şöyle diyordu : “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını, tamamen çağdaş, bütün anlam ve görünüşüyle ile uygar bir toplum durumuna ulaştırmaktır.”

Türk İnkılâbı’nın geliştirilerek sürdürülmesi şarttır. Atatürk, Türk İnkılâbı’nın yaşatılacağından emin olduğu için şöyle diyordu: “İnkılâbın hedefini kavramış olanlar, onu daima koruyabilecek güçte olacaklardır.” Atatürk’ün, inkılâpların korunması ve geliştirilmesinde de Türk gençliğine sarsılmaz güveni vardı (bk. Resim-91). Bunu çeşitli konuşmalarında dile getirmiş ve “Gençliğe Hitabesi” nde eşsiz bir anlatımla vurgulamıştır.
 
Uygarlık alanında ilerlemek için sadece inkılâpçı duygulara sahip olmak yetmez. Bu niteliklerin yanı sıra inkılâpların mutlaka bilim ve tekniğin rehberliğinde geliştirilmesi gerekir.
İnkılâpçılık ilkesinin Türk toplumuna sağladığı başlıca yararlar; yenileşme ve gelişme yolunu sürekli açmış olmasıdır.

 
İnkılâpçılık, aynı zamanda Türk milletini geri bırakan kurumların yerine çağdaş kurumların oluşturulmasını, Türk milletinin medenî bir toplum hâline gelmesini sağlamıştır. İnkılâpçılık ilkesi; demokratik, toplumsal, eğitim, kültür. hukuk ve ekonomi alanlarında Türk toplumuna yeni ufuklar açmıştır. Bugün ulaştığımız -nokta Atatürk’ün İnkılâpçılık ilkesinin sonucudur. Toplum, yaşayan bir varlık olarak değişmek, gelişmek zorundadır. Bu nedenle inkılâpçılık ilkesi, toplumu: durağanlıktan dinamikliğe, gelişmeye, ilerlemeye yönlendirmektedir.

İnkılapçılık
: İnkılap, toplumun gelişmesine engel olan kurumların yerine, çağdaşlaşmayı sağlayacak kurumların konulmasıdır. İnkılapçılık ise toplumdaki kurumları geliştirmeye ve değiştirmeye açık tutmaktır.
 
Atatürk inkılapları, inkılapçılık ilkesinin bir sonucudur. Çağın gerisinde kalmamak için dünyadaki gelişmeler yakından takip edilmelidir. Aklın, bilimin yol göstericiliğine dayalı bir gelişme sağlanmalıdır.
Şifreler: “Yenilik”, “Akıl ve Bilim”, “Gelişme ve Değişme”, “Teknoloji”…

Devrimcilik (İnkılapçılık):
Anahtar Kelimeleri: Devrim, İnkılap, Çağdaşlaşma, Değişim, yenilik.
Aşamaları:

- Bütün İnkılaplar.


Benzer Yazılar



0 yorum:

Yorum Gönder